Yorumsuz, bakma geç kaldığıma, KANIT kardeşim kanıt. Tabii adalete saygılı savcı, hâkim bulabilirsen!? Varlar, EMINIM var olduklarına bu yüzden zaten, sadece bu yüzden

Bak unuttum, hani Karamolla…
O bile inanmıyor bunlara!

Mezar taşları oy kullanacaklar mı?
23 Ocak 2019

Her yerde karşımıza çıkıyorlar.
Hatta çıkmaktan da öte adeta fışkırıyorlar.
İnanmayan, önceki gün İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray’ın sosyal medya hesabından paylaştığı çarpıcı gerçeğin görüntülerine baksınlar. Artvin’deki CHP’li gençler, adeta dedektif gibi çalışarak, bir mahallenin sokak aralarında uzun süredir yaşanmadığı için enkaza dönüşmüş iki konut bulmuşlar. Muhtarlıkta askıya çıkarılan listelerden, yıllardır in, cin top oynayan bu metruk yapılarda, toplam 64 seçmenin yaşadığını (!) belirlemişler!
Öyle mezbelelik bir yer ki orada ancak fareler yaşayabilir!
Ancak onların sayısı bile 64’ü bulmaz!..
★★★
Yurdun dört bir yanında birileri, iktidarın riskli gördüğü yerlere, güçlü bulunduğu bölgelerden seçmen kaydırmışlar!
CHP’nin çalışkan isimlerinden, geçen dönem İstanbul milletvekilliği de yapan gazeteci Barış Yarkadaş’ın iddiasına göre; son yerel seçimlerde AKP’nin kılpayı kazandığı Üsküdar’a, Sultanbeyli’den aktarımlar olmuş.
Adalar, Çatalca ve daha birçok il ve ilçede de durum farksızmış.
Adalar’da son yerel seçimi CHP 800 oy farkla kazanmış. Ama gelin görün ki bu operasyonla 900 seçmen birden aktarılmış. Nasıl da ince bir hesap değil mi?
Yarkadaş, o bölgelerde yaşamamalarına rağmen, orada ikamet ediyormuş gibi gösterilen kaydırma seçmenlerin seçim günü kaydedildikleri il ve ilçelere getirilip oy kullandırıldıktan sonra, tekrar geri götürüleceklerini, tüm organizasyonun şimdiden yapıldığını öne sürüyor.
★★★
Taşıma ya da kaydırma seçmen konusunun boş bir iddia olmadığı Yüksek Seçim Kurulu’nun dünkü açıklamasından da anlaşılıyor. CHP örgütlerinin çok sıkı çalışmaları ve konuyu seçim kurullarına aktarmaları sonucunda, 24 Haziran seçimlerinden önce dondurulan seçmen sayısı sadece 736 iken, bu dönemde beyan edilen yerleşim bölgelerinde oturmadıkları için kayıttan düşülenlerin sayısı yaklaşık 57 bin kişiyi bulmuş!..
YSK ayrıca 100 yaş üzerindeki seçmenlerin durumunu da incelemiş. Seçmen gözüken 6 bin ölü de bu şekilde kayıtlardan düşülmüş!..
★★★
Kamudan bir şeyler çalanların mezardaki ölülerin kemiklerini sızlatmaları, ilk kez rastladığımız bir durum değil.
Anlaşılan bunu planlayan evrak sahtecileri, geçmişte bizim ortaya çıkardığımız mezar taşlarına reçete yazıp SSK’yı soyan çeteleri ve yine mezar taşlarına hayali ihracat yapmış gibi göstererek tüyü bitmemiş yetimin hakkını cebe indiren hayali ihracatçıları kendilerine örnek almışlar!..
★★★
Barış Yarkadaş’ın dile getirdiği öylesine çarpıcı bir örnek var ki duyduğumda “Bunu Aziz Nesin öykülerinde bile bulamayız” demekten kendimi alamadım!
Efendim Üsküdar’daki seçmen sayısını çoğaltmak için taşıyacakları kişileri nerede ikamet ediyor göstermişler biliyor musunuz?
Beylerbeyi Stadyumu’nun çimlerinde!..
Çimlere 13 taşıma seçmen adı yazmışlar!
Allah’tan tribünler akıllarına gelmemiş!
Ya çimler yerine binlerce kişiyi tribünlerde ikamet ediyormuş gibi gösterselerdi?
O takdirde seçime bile gerek kalmazdı!..

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/ugur-dundar/mezar-taslari-oy-kullanacaklar-mi-3229461/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Bir başka İhlas haberi

Soner Bey kardeşim,
Sanki bilmiyormuşsun gibi…
Biter mi bu memleketin hainleri?

Siz sevgili okuyucularıma tavsiyem yine de okumanız olur bu makaleyi…
Bilgilendirici, düşündürücü…
VE…
Ne olur birazcık hatırla yazdıklarımı, okuduklarını düzenle, aktar, kurgula, uyarla…
Pezevenge!

İhlas kriptoları
23 Ocak 2019

İhlas Haber Ajansı (İHA)…
Hele bir dönem her yerde gözü-kulağı vardı. Kameraları sanki istihbarat örgütünün cihazı gibi olmayacak yerde kayıt yapardı!
“Bizim Mahalle” 1990’larda bu ajansa, “Kontr-Gerilla (Gladio) Film Merkezi” adını koydu!
Amerikan vatandaşı Mücahit Ören, 2008’de ülkesi ABD’den dönerken yanında keçi sakallı vatandaşını getirdi: Thomas Bonifield (d.1967).
İHA Genel Koordinatörü ve sonra İHA Genel Müdürü yapılan Thomas Bonifield kimdi?
Mücahit Ören’in açıklamasına göre gazeteciydi!
-ABD, Irak’a saldırdığında -merkezi New York Rockefeller Center’da bulunan- Amerikan’ın üç büyük televizyon kanalından biri olan NBC News’in Bağdat bürosunu kurdu.
-ABD Afganistan’a saldırdığında NBC News’in Kabil bürosunu kurdu.
Arizona State Üniversitesi mezunuydu; Sovyetler Birliği dağılırken Leningrad Devlet Üniversitesi’nde çalışmalarda bulundu. Anadili İngilizce kadar Rusça biliyordu.
NBC News’in Moskova bürosunu altı yıl yönetti. İran’dan İsrail’e girip çıkmadığı Ortadoğu ülkesi kalmadı.
Böyle bir “kariyeri” varken 2008’de İHA’ya “transfer” oldu; belki de “atandı!” Geldiği dönemi anımsatırım; Ergenekon-Balyoz kumpaslarının başladığı süreç: “Ulusalcılar darbe yapacak” haberleri yaptılar sürekli…
Thomas becerikli adamdı; “Işıkçı” müritlere uyup sakal bıraktı!
Fakat…
Ne zaman ki 15 Temmuz FETÖ darbesi başarısız oldu Thomas apar topar ABD’ye döndü! NBC News’ten arkadaşları 15 Temmuz gecesi “darbe başarılı olsun” diye, “Erdoğan Almanya’ya kaçtı” yalanını dünyaya yaydı!
İhlas bünyesinde hep kripto simalar bulundu/bulunuyor…
İşte bir başkası
Marc Isaiah Grossman (d. 1951)…
Amerikalı diplomat. İlk görev yeri Pakistan oldu. Ardından NATO’da bulundu.
1989-1992 arasında Ankara’da müsteşar ve 1995-1997 arasında büyükelçi olarak çalıştı.
Evet, 28 Şubat sürecinde Ankara’daydı! O sıcak günlerde Genelkurmay Başkanlığı’nı dinlemesindeki rolü açığa çıkan ABD’nin Adana Konsolosu Elisabeth Shelton ile birlikte 1997 Temmuz’unda Türkiye’den apar topar ayrıldı. ABD Büyükelçiliği beş ay müsteşar düzeyinde temsil edildi.
Yine de Grossman, Türkiye ile ilişkisini kesmedi. Çünkü:
ABD, o yıllar “yeni rota” çiziyordu Türkiye’ye. Grossman, Yasemin Çongar’a verdiği dört gün süren röportajında, Türkiye’nin daha fazla yerel özerkliği konuşması gerektiğini söyledi. Sürekli Barzani örneğini verdi; güya Türk- Kürt etnik çatışması böyle çözülebilirdi!
Grossman kuşkusuz BOP temsilcisiydi. Irak’a saldırı öncesinde ABD-Türkiye arasındaki tezkere görüşmelerinde yer aldı ve her seferinde Türkiye’yi sırtından bıçakladı; Barzani’ye- PKK’ya destek çıktı. Peki…
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın üç numaralı adamı iken 54 yaşında 2005’te emekli oldu.
Nereye “transfer” oldu dersiniz; İhlas Grubu!
NATO’da görev yapan, NATO’nun 50’nci yıl kutlamalarını organize eden Grossman, NATO burslu Enver Ören’e “danışman” oluverdi! Nerede nasıl tanıştılar acaba?
Grossman’ın İhlas’taki ilk icraatı ne oldu: Medya devi Rupert Murdoch’u Türkiye’ye soktu. İhlas’ın TGRT kanalını, Murdoch’a verdirdi!
İlişkiler ağı
Aslında 2005’te emekli olunca Grossman…
1997-2001 arasında ABD Savunma Bakanlığı yapan (eşi Diana Dunn, Rockefeller’ın özel danışmanıydı) William S. Cohen’in sahip olduğu, -30 ülkede faaliyet gösteren uluslararası stratejik danışmanlık şirketi- Cohen Group’un başkan yardımcılığına getirildi.
Diğer başkan yardımcısı ise NATO komutanlığı ve ABD Hava Kuvvetleri Komutanlığı yapmış Joseph Ralston idi. Bu ismi hatırlatmam şart:
General Raltson, Başkan Bush tarafından Eylül 2006’da PKK koordinatörlüğü görevine getirildi! Ardından PKK, Ekim 2006’daki ateşkesi ilan etti. Ardından açılım süreci başlatıldı. Sonra bozuldu vs.
Mesele şu ki: Cohen Group, Lockheed Martin, General Dynamic, Sikory Aircraft gibi büyük silah şirketleriyle işbirliği yapıyor! Bu grup Türkiye’de yakın bağlara sahip; iç çatışmalarla yakından ilgili!
Evet, İhlas-Grossman ilişkisinin perde arkasındaki güç Cohen Group idi!
FETÖ’nün avukat desteği aldığı hukuk bürosu DLA Piper’in stratejik ortağı kim dersiniz: Cohen Group!
Ne ilginç değil mi?
İhlas derken karşınıza PKK çıkıyor…
İhlas derken karşınıza FETÖ çıkıyor…
Neden hiç şaşırmıyoruz:
15 Temmuz darbesinden üç ay önce Cahit Paksoy İhlas’a CEO oldu.
Hepsi; Thomaslar- Grossmanlar vd. “Yeni Türkiye”ye hazırlıktı. Darbeden iki gün önce Mücahit Ören ne mesaj attı: “Yakında Ankara’yı ayağa kaldıracağız!”
FETÖ’ye destek sağladığı iddiasıyla Cahit Paksoy yargılanıyor! Diğerleri kaçtı. Mücahit’e dokunan yok. Kalkanı -rahip Brunson gibi- ABD çünkü!
FETÖ okulu Fatih Koleji mezunu Mücahit hâlâ diyor ki; “FETÖ bizi batırmak istedi!” Fetullah Gülen’in babasına çanta içinde dolarlar getirdiğini unutmuş görünüyor!
Daha hatırlatacağız…

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/soner-yalcin/ihlas-kriptolari-3229951/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

İnsan kendine güldürmeyecek, kendisiyle ALAY ettirmeyecek

Dedim ya bu çağda, bu teknolojik imkanlar karşısında…
HELE…
Birde çeyreğine toslarsan…
K.çındaki don rengine kadar açık edersin kendini!

Tabii her şeyin başı okumak…
Düşünmek kardeşim düşünmek, görmek, görebilmek…
VE…
En önemlisi bilgiye, doğrusuna nerde ve nasıl ulaşabileceğini bilmek!

### Tabii yazmaz ne yandaş, yoldaş gazetelerde, yer almaz haberlerde NE sözde milliyetçi geçinen “özgür basında” böylesi ###

Çünkü…
Günahlarını almak istemem, kendi günahlarım yetiyor bana…
Ya bilmiyorlar…
Ya bildikleri halde yazamıyorlar, KORKUYORLAR!

Allahtan başkasından korkmam, bir kuru can!

Bak Trump’a…
Sonunda pes etti ki O…
Gerçekten bir “dünya lideri!”

Demin yayladığım çok önemli bilginin Türkçe özeti…
Dün…
Pezevenk göğsünü gere gere anlatıyor, offf neler neler…
Onlar oyunu görürmüş, onlar tuzakları, oyunları bozarlarmış FALAN…
LAFLARININ…
Sonuna doğuru, sanki teyidi, sanki ispatiymiş gibi demez mi:
“Dövizi düşürdük …”
Yuhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh ayı…
Yuh ulan Kasımpaşa ayısı…
YALANIN…
Kuyruklusu!

Bak kardeşim, hayatın her alanında olduğu gibi…
Bir olguya götüren sebeplerin çeşitliliği, hele hele teknolojide…
Ekonomide…
Anlayamadıysan sözlerimi her zaman vardır, olabilir çeşitli nedenler(i)…
Hani derler ya sen Hatice’ye bakma neticeye bak diye…
Hatçeee…
Hatçeyse kardeşim nedenin başında gelir…
Herifin aklı kafasından bacak arasına kayar, kalkar bilmem nesi!

Yaniii…
ONLAR, her zamanki gibi hiçbir b.k yiyemediler…
Hazırdan yediler, yiyorlar, yiyecekler…
Faiz yükseltilerek dış yatırımcıları içeri çekerken öte yandan…
MERKEZ BANKASI…
>>> zamanından üç ay evvel <<<
6,7 milyar dolar piyasaya sürdü. Bu…
Onun işlem yılı içindeki kâr oranı!

Sür piyasaya dolarları…
Arz fazlası, döviz MECBUREN ne yapacak?
Düşecek!

Tabii sen yine anlamadın benim sana anlattığımı ama OLSUN…
Ben uyardım, ben söyledim, anlattım ya…
Takdir senin!

Bir varmış, bir yokmuş. Allah’ın kulu çokmuş,
evvel zaman içinde kalbur saman içinde
deve tellal iken, pire berber iken,
ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken,
AK (sakal) pezevenkler…



E yavruma ee, eee

Evet, biliyorum. Haberim var

Balık hafızali bir milletiz ne yazık ki…
İnan acımıyorum, ben dahil bizimkiler…
İstanbul başta olmak üzere…
Gelecek, yıkılacak betondan abideler!

Bana bak bana, bana yazdıklarımı hatırlatma!

😊
Ben ne yazdığımı gayet iyi biliyorum, sen VE SIZLER…
Perde arkasını bilmiyorsunuz!

Seçim ekonomisi, bak özellikle bu bilgi çok önemli:

### OKU ###

Yemin ediyorum sana bak yemin, BIR dakika sürmedi bu erişim…
Bilişimciyim…
Ekonomist değil, insanim, en azından insan olduğumu sanıyorum…
Ben bir ATATÜRK MILLIYETÇISIYIM!

Bu sabah…
Türbanlı orospular yine Alman televizyonundaydı, af et, affedersiniz…
Evde yiyemedikleri yarağı…
Tayyip hayali ile yediklerini sanıyor, tatmin oluyorlar…
Bunlar…
Hayatında erkek görmemiş karılar!

O başlarındaki paçavrayla Müslüman olduklarını sanıyorlar!

Alyarak dedi ya…
“Merkez iyi iş yapıyor!”
Ey anam ey dünyadan bir habersiniz…
Ot geldiniz, ot gideceksiniz!

Ne terbiye bıraktılar insanda ne bir şey…
Kızma bana, kızma…
Gerçek bu ister inan ister inanma…
Anladın mi şimdi dövizin neden düştüğünü, anladın mi…
Yazdım geçenlerde yine Faizi, BIR milyarı, yabancıyı…
Borsa neden yükseldi?

Ya kadın…
Manyak psikoloğum…
Tatlısu manyağım…
Tepemi attırma gelirim yanına!
😊

Biliyorum istediğinde bu AMA…
Geçti o günler…
Sen biliyorsun senden neyi beklediğimi, ayakkabı boyası vesaire…
Yalansa, kandırmaca…
Öte dünyada helalimsin, gönül bahçemde açan…
Güzellerden…
Üç çiçeğimden biri!

Rahat bırak beni, gıdıklama, laf atma…
Yapmam gerekenler çok önemli!


+


+

Dün, bu dünyadaki son günüm olabilirdi

Yok…
Vaade dolmamış!

Diğer Hak dinlerini inceleyip, tanımaya başladıkça…
İnsani açıdan anladıkça…
Kendi dinimi daha iyi anlamaya başlıyorum!
NOKTA

Bir süreçtir Rabbime giden yol…
Ayrıntıya dikkat ederken tüm tabloyu görmek, görebilmek…
Okumak, öğrenmek, anlamak!

Kardeşin merdivenleri, iyi ki ölmedim…
Çocukların bu evdeki hayatlarını zehir edebilirdim. Her iniş çıkışlarında…
“Dada, DayDay, ağabey’m burada öldü!”
Şahtım ya şahbaz oldum!

Öyle böyle bir düşüş değildi, annem diyor “verilmiş sadakamız varmış!”
Ölmek bir şey değil, sakat kalmak…
Zaten beyin delirip duruyor, sol tarafı…
Denge, öne arkaya şiddetli salanmalar…
Kör olma ihtimali…
Canım istemiyor ya, yeminle canım istemiyor doktor görmek…
Tabii ağrılar artarsa ama öyle görünmüyor, sadece dokunmaya, değmeye hiç gelmiyor…
Dur bakalım…
Önce bir IHMAL ETTIGIM kâğıt işlerimi bir hale, yola sokayım…
Kaza, Polis falan ondan sonra kısmetse dede ile devam, bitsin, bir şeyler bitsin!

Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü

Bayıldım ya bayıldım, çok hoşuma gitti…
Müslüman bir ana, babanın yine Müslüman bir evladıyım!
NOKTA

Tüm Müslümanlara bir çağırıda bulunmak istiyorum; EVET gerçekten çok hoşuma gitti…
Bir davet…
Kur’an-ı Kerimi…
Senede bir kez okumak!

Bir Musevi geleneği, tabii onların toplamda beş kitabı var…
Olsun…
Ki elini vicdanına koy ve söyle, evinin en değerli en yüksek yerinde duracağına…
AL ELINE…
Senede hiç olmazsa bir kez baştan sona oku…
Oku ve anlamaya çalış(!)

Öyle değil mi kardeşim, öyle değil mi?

Evimde, kütüphanemin din kitapları bölümde yer alır Kur’an…
Evin bir duvarında kütüphane, L biçiminde diğer duvarda Atatürk, çaprazında rahmetli dedem…
Kara Mediha, resmi aldım koydum oturma odasına…
Babamın resmi, rahmetli…
Yüzüstü, çok gördüm böyle. Hep kaldırdım koydum yerine, sordum bir gün…
Ya kadın ne istiyorsun babamın resminden?
“Kavga ediyorum, kızıyorum, yüzüstü kapatıyorum!”
😊
Güler misin ağlar mısın?
Söyle, hangisi. Aldım bende götürdüm oturma odasına!

Hep böylemdim, hep…
Mesleğimin getirisi, incelerim karşımdakini, öğrenebileceğim her şeyi öğrenmeye çalışırım hakkında…
ANCAK…
Böyle mücadele edebilir, ancak “onu” anlayarak, anlamaya çalışarak…
Yol ve yöntemlerini, düşüncelerini, hayallerini…
KORKULARINI!

Düşünmedim değil, mezhepçiliği ret ettim…
Hanefi mezhebindenmişiz, en uygar Müslümanlık anlayışı…
Sırasıyla…
Alevi sonra Hanefi, yeminle düşündüm Aleviliğe geçmeyi…
Olmuyormuş…
Kim nasıl anlamak isterse anlasın, iyi bir küfür ettim…
Doğuştanmış, hadi be sende!

Ben insanım, özgür irademle…
Tercihimi kendim seçerim!

Böyle kısır böyle bence sapık uygulamaları öğrenince dedim;
Tek gerçeğim…
Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz, Rabbimin peygamberleri!

Bazen okur öğrenirim…
Bazen izler öğrenirim, artık pek okuyamadığım için izlemeyi tercih etmekteyim…
Kipa…
Bizim Takke…
Bak ya insan neler öğreniyor bu yaşta…
Musevi erkekleri neden kipa takıyor biliyor musunuz?
Çünkü…
Böylelikle yeryüzü ile gökyüzü arasında bir nevi sınır oluşturup…
ÜSTLERINDE…
Allah yani Tanrının olduğunu her an hatırlamak için!

Yeminle bilmiyordum, benim felsefem…
YOK…
Üzerimde insan, TANIMAM!

Allah…
Tabii ki aile büyüklerim, yaşça benden büyükler, yaşlarına hürmeten…
HAK EDERLERSE…
Saygı gösteririm, yoktur üzerimde yoktur altımda insan…
Göz hizası ilkem!

Izle ve daha neler neler öğren

Saygı duyduklarım, hayranlık duyduğum insanlar…
Atatürk mesela…
Fatih Sultan Mehmet, bilgisine hürmet…
Kanuni Sultan Süleyman…
Uçkurundan bana ne? AMA…
Salt halk ona kanuni lakabını takti diye saygı duyarım kendisine…
SÖYLE…
Halkın en azından bir kısmının hırsız, dünya insanlığının bir deli, sapık gözüyle baktığına…
Bir pazarlamacıya…
YALANCIYA…
Pezevengin karı sattığı gibi millet malini satana ben pezevenk demekten başka ne diyebilirim?

MUTLAKA oku, yerlere yattım gülmekten. Papaz Efendi, bundan böyle papazlıktan beraat etti!

Allahhh…
Senden razı olsun “adam!”

Durumumuzu çok güzel anlatmış, HARIKA!


Kayıp yıl!
24 Ocak 2019

“Ah her zaman seçim olsa” diyeceği geliyor insanın…
Yerel seçim günü olan 31 Mart’a kadar her şey tozpembe olarak gösterilmeye çalışılıyor.
Peki, gerçek ne?
1 Nisan gününden itibaren ulusça nisan şakalarına değil, acı sürprizlere hazır olmamız gerekiyor!
Soğanda bile namerde muhtaç olduğumuz bir dönemde vatandaşın sıkıntılarının artmaması mümkün mü?
İktidar, zamlı fiyatların sorumlusu olarak marketleri gösterdi. Ürünleri pahalı alıyorsa marketler ne yapsın?
17 yıldır ülke yönetiminde AKP var. Bu güzelim memleketi ne duruma getirdikleri artık gözle görülür hale geldi.
Tüm muhalifleri susturmaya çalışmakla işler düzelmez!
Uluslararası kuruluşlar 2019’un Türkiye için kayıp bir yıl olacağını açıkladı.
Hangi kuruluşlar bunlar ?
IMF, Standard and Poor’s, Moody’s ve Fitch… Hepsi de 2019’da Türkiye ekonomisinde daralma bekliyor. Daralma, işsizlik ve sıkıntıların büyümesi demektir.
Hoş olmayan bu sonucun nedeni ekonomimizin iyi yönetilmemesidir.
Şimdilik seçim ekonomisiyle musluklar açıldığı için durum idare ediliyor ama 31 Mart sonrası tufan!

Hayalet seçmen iddiaları her yanı sardı.
Birçok yerde sahte seçmen tespit edilip, CHP tarafından belgeleriyle Seçim Kurullarına başvuruldu.
Stadyumlara ve boş binalara, bitmemiş inşaatlara kayıtlı seçmenler kimlikleriyle bir bir saptanıp yetkililere bildirildi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu “Eski yıllardaki seçim sistemlerimiz güvenliydi. Bunlar geldikten sonra çok değişiklik yaparak sistemi bozdular. Hile yapmakta en ufak bir tereddüt göstermeyeceklerine inanıyorum” dedi ve ekledi:
“Ben güvenmiyorum!”
Durum böyle iken, hiçbir araştırma ve soruşturmaya gerek görmeden sahte ve hayali seçmen olmadığı açıklandı.
Kim açıkladı?
Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven… Hani, iktidarın görev süresini bir yıl uzattığı YSK Başkanı…
Sadi Güven:
“Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının, sisteme iki kere kayıtlı olması söz konusu değil. Mükerrer seçmen olmadığı gibi sahte ve hayali seçmen de yok” dedi.
Sadi Güven bunları ciddi bir araştırma yaptırdıktan sonra söyleseydi inanılabilirdi. Fakat böyle ceffelkalem (düşünüp taşınmadan bir çırpıda) kestirip atması, YSK’nın, parmak boyası isteklerini de kabul etmemesi doğru olmadı. Önce iddialar araştırılmalıydı.
★★★
Sevgili okurlar… Yaşanan bu olaylar bana, merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in anlattığı bir fıkrayı hatırlattı.
“Ananı öpen kadı ise…” başlıklı bu öyküyü “Babadan Fıkralar” kitabımda da yazmıştım.
Demirel, DYP Genel Başkanı olduğu dönemde “Ananı öpen kadı ise kime şikâyet edeceksin?” diye sormuş ve şunu anlatmıştı:
★★★
Kadı (o devrin tam yetkili yargıcı) fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş.
Vitrindeki güvecin içinde nar gibi, kızarmış, sahibini bekleyen nefis bir ördek var.
Kadı’ya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş. Az sonra ördeğin sahibi gelmiş:
“Hani benim ördek?”
Fırıncı boynunu büküp:
“Uçtu!” deyince iş kavgaya dönüşmüş.
Kavga sırasında fırıncı, ördeğin sahibi yerine gayrimüslim müşterilerden birinin gözünü kürekle çıkarmış.
Düşmanlarının ikileştiğini gören fırıncı kaçmaya başlamış. Bir duvardan atlamış, bilmeden öteki taraftaki hamile bir kadının üstüne düşmüş.
Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine takılmış…
Öfkeli üç kişiden kurtulmaya çalışarak can havliyle kaçan fırıncı, hızını azaltmadan köşeyi dönebilmek için bir eşeğin kuyruğunu yakalamış.
Kuyruğu kopan eşeğin sahibi olan Yahudi de kızıp fırıncının peşine takılmış.
Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak yargılanmaları için Kadı’nın karşısına çıkarmışlar.
Kadı sırayla sormuş…
Ördeğin sahibi, “Bu adam ördeğimi hiç etti” diye şikâyet etmiş.
Kadı, fırıncıya sormuş:
“Ne yaptın bu adamın ördeğini?”
Fırıncı “Uçtu” demiş.
Kadı, kara kaplı kitabını açmış:
“Ördeğin karşısında ‘tayyar‘ yazılı. Tayyar ‘uçar‘ anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil” diyerek fırıncının beraatına karar vermiş.
Kadı, gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş.
Onun şikâyetine de, kara kaplı kitaptan bir madde bulmuş:
“Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü çıkarıla…”
Davacı “Ne olacak?” diye sorunca Kadı:
“Şimdi” demiş “Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkartacağız.”
Tabii gayrimüslim şikâyetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş.
Kadı, çocuğunu kaybeden kadının kocasına da “Tamam” demiş “Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak!”
Böyle olunca, fırıncı bu davadan da kurtulmuş…
Kadı, dönmüş Yahudi’ye…
“Senin şikâyetin ne bakalım?”
Yahudi, ellerini havaya doğru açmış:
“Ne diyeyim Kadı efendi” demiş “Adaletinle bin yaşa sen, e mi?”
★★★
Demirel bu öyküyü anlattıktan sonra şunu eklemişti:
“Adalet herkese lâzım ama ananı öpen kadı ise yapacak fazla bir şey yoktur! En tehlikelisi de budur. Bir ülke adaletle yükselir, adaletsizlikle yıkılır!”

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/rahmi-turan/kayip-yil-3244455/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Yedi (5, nota bak)

Yok istihbaratı falan yazmayacağım…
Hayatıma, yatağıma girene anlatmadım, anlatmam…
Ama kalbime girmeyi başaranlara anlatmışımdır…
>>> tahta fırçasını <<<

Kadın çok önemli, çok ama çok…
Hele…
İsmimi alacak olan, taşıyacak olan…
İsmim de benim için çok önemli…
Tertemiz…
Lekesiz!

Yataklıksa…
Bana ne evveliyatından, ben bakarım > hayvani içgüdülerime <
Bitti…
Sahi, neden bizde, aslında herkeste kadının…
Kız…
Oğlan kız olarak Allah’ın rızası ve isteği olan evlilik müessesine giriş önemli?

Bana inanmıyorsan sor…
Jinekoloğuna…
Veya erkeğin cinsellik organı neden bu biçimde…
NEDEN?
Elbette var bir nedeni!!!

Aslında tahta fırçasının var bir hikayesi…
Ama bugünün konusu değil, kadın…
Kadın kendini tahta fırçasıyla yıkasa, edep yerlerini bile TEMIZLEYEMEZ KENDINI…
Öyle bir özelliği var ana rahminin!

Hatırla oruç hakkında yazdıklarımı…
Kur’an-ı Kerim ki oruç tutan sadece Müslüman değil bilesin…
Din…
Bilim, ya Rus deliyi iyileştiriyordu oruç tutturarak, anla, anla önemini…
Kitaplar, Hakkın kitapları neler övülemiyor neler öğretmiyor ki bizlere…
Okuyana…
Yeter ki sen öğrenmek iste, ben bildiğimi öğretirim sana(!)

Paylaşılmayan bilginin hiç bir değeri yoktur çünkü!

Ana rahmi…
Asitli bir yer, asit ortamı…
Tekrarlamakta fayda var, bebe…
Tertemiz gelir dünyaya, tertemiz, mikropsuz…
Rahimden geçerken >>> annenin mikropları ile aşılanır <<<
Hepatit B, güzel bir örnek buna!

Biliyorsunuz beni, iki kez kapı dururken camdan çıktım…
Kemersizdim…
Beyin sarsıntısının en şiddetlisini geçirdim, hafızam…
Yedi gün, yedi ay, yedi sene…
Hatırlamıyorum…
Erkek menisi (sperma) ana rahminde hayata kalıyor, YEDI(!)

Tabii benim görüşüm…
Kadın…
Temiz olacak…
Tahta fırçasıyla bile temizlemeye çalışa kendini…
O kirlendi!

Yedi gün, yedi ay, yedi sene…
Yatıysa başka bir erkekle O içinde!

Eskileri yabana atma…
Kitapları boşlama…
Her ata sözünde var MUTLAKA doğru olan…
KOCAMAN BIR NOKTA

NOT:

Sigara örneği:
Ortalama 6 ay kadar sonra akciğerler kendini “yenilemeye” başlıyor…
Doğrusu sigarayı bıraktığın ilk 20 dakika içinde vücutta değişiklikler başlıyor ve vücut on bes sene sonra tüm risklerden kurtuluyor.

Sperma:
En son bilimsel verilere göre 5 gün deniliyor. Bayağı bir olmuştu benim bunları okuduğum…
SORGULA…
Kendini bile, düzeltme yapar özür dilerim.