Belki biraz iddialı olacak; bir öngörü

Bir profesörün ve çobanın oyu eşit mi?
Eşit…
Ağırlıkta olabilir mi?

Nice profesörler gördüm hayatımda, görüştüm yüz yüze…
Okumakla, diploma sahibi olmakla adam olunsa(!)
Ve yine okumamış, diploması yok ama kendini eğitmiş, okumuş, okumuş, okumuş insan bilirim…
Sohbetine doyum olmaz kıvamda!

Yani sorunun cevabı…
İnsana bağlı, bireye, kişiye…
Yaşayarak görüyor, bizzat şahit oluyoruz…
Karşımızda ne biri var ne öteki…
Kör bir cehalet, bomboş insan diyemeyeceğim, yaratıklar!

Hep anlatırım bundan yıllar önce okuduğum bir profesörün öngörüsüydü…
50 sene daha vermişti Amerika’ya…
Te gençlik yıllarımda okumuştum bu öngörüyü, aradan uzun yıllar geçti…
(İki satır yazamıyorum, parmaklar, yazım hatası üzerine hata)
Yani süre doldu, dolacak(!)

Kahpe okyanusun bir bu tarafında bir öte yanında…
Ve demokrasi, çoğunluk…
Yığınlar…
Eminim er geç anlayacak insan, en cahil kafa bile…
Soracak kendisine…
“Ben ne yaptım, rabbim ben ne yaptım?
Diye…
Yıkılacak düzen, yıkılacak vahşi kapitalizm…
Ya insan diyecek biz veya ben…
Önder görmeyebilir bu gelişmeleri ama eminim evlatlar yaşayacak…
Ya daha yaşanası bir dünya…
Veya cehennem zebanileri inecek yeryüzüne, kavuracak, yakacak…
Kuruyla birlikte yaşta…
Pişman olacak!

Görseydiniz Isparta mitingini, görenler şahidimdir…
Türbanlı orospuları…
Ve pezevenklerini…
Onların oyu ile bir alim oyu bir olamaz, olmamalı…
Aslında…
Zaten demokrasi, çağdaş anlayışı ile çoğunluğun değil…
Uzlaşmalı çoğulculuğun yönetimi!

Black Box

Tahminler…
Öngörüler…
Her şey ama her şey askıda…
Her şey olabilir, savaş dahil…
Veya…
Hiçbir şey olmayabilir!

Eğitim…
Piza araştırması…
Eğitim düzeyinin bir puan, TEKRAR…
1 puan yükselmesi demek 30 milyar dolar!

Isparta

Türbanlı fahişseler meydanda…
Pezevekleri ise gazel okumakta…
Hayret edilecek bir şey ya hayret edilecek bir şey…
Hala…
Teveccüh ediyorlar Kasımpaşa ayısına!

Rahip

İki tarafında yüzünü koruyabilmesi lazım…
İki serseri, iki popülist…
Bakalım ne olacak?
Piyasalar temkinli.

Veee

Gerçekten bizlerden veda etmiş…
Anlatmıştım…
Fehim ağabey Hakkın rahmetine kavuştu. Allah rahmet eylesin…
Allah…
Tüm ölmüşlerimizin taksiratını af etsin…
Ailesine…
Tüm sevdiklerine başsağlığı ve sabır dilerim.

İsterdim köyde olmayı, son vazifede orada olmayı…
Eminim…
Köy mahşer alanını andıracaktır, tekrar…
Allah rahmet eylesin.

Aklıma geldi şimdi
Uzun süreden beri konuşmayan adam…
Bana cevap vermişti…
Ölüm kardeşim ölümü tatmayan, bilmeyen anlamaz halden…
Üzüleyim mi sevineyim mi bilmiyorum…
Ben…
Ölürsem bil ki sevinerek öleceğim, kurtuluş…
Hem bana…
Hem beni sevenlere, çekmeyen bilmez, tahmin bile edemez…
İnsanoğlunun çektiklerini, çektirdiklerini!

Dengem bozuldu…
Kafa…
Allak bullak. Efendi bir insandı rahmetli, gerçekten bir Efendi!

Canım yazmakta istemiyor…
Hanıma anlattım son gidişimde başıma gelenleri, öğrendiklerimi…
Hani hep diyorum ya…
Sen anlamasan da açık açık, şifreli…
Sadece anlayan anlıyor beni, yok sadece SEN değil…
Hani hep diyorum ya sebepsiz, nedensiz bir kelime yazmam, yayınlamam…
VE…
Neyi ne zaman yazıp yayınlayacağıma > ben < karar veririm…
Geçenlerde yayınladım MANTAR!

Neden biliyor musun?
Belki anımsayacaksın yazmıştım Türkiye’deyken gidip Mithat dayımla görüşeceğiz…
Tüm yeğenler…
Bizim akıllılar O sabah bizde kahvaltıdaydı, hepsi…
😊
Dediler hadi ormana, mantara…
Ya millet dayım mi daha önemli mantar mı?
Diye sordum, dinletemedim…
Hepsinin “büyüğü” benim, yaşça yani…
Büyük sözü dinlemeyenin sonu böyle olur(!)

Teyzem dahil mantara gittiler, dayı kaldı öğleden sonraya…
Hatılaydınız mi deprem çantamı?

Hani PALA…
😊
Ben…
Yontulmamış bir odun, ben bir orman adamı…
Yani…
Birazcık yontulmuşu diyebiliriz…
HEPSI…
Yerli, yerli ve milli…
Kendi ormanlarında kayboldular…
Bekle Allah bekle ne gelen var ne giden, sonrada anlatıyorlar…
Dağlardan liseyi görüyor ama doğrudan gelemiyorlarmış, dikenler…
Pala olsaydı yanlarında böyle mi olurdu?
Tek başıma gittim dayıma…
İster inan ister inanma hiç zor olmadı ikna ettim dayımı…
“günbegün” alıyorum haberleri…
İmar Barışı, kendi malımıza, atalardan kalma…
Hem yasal bir yapı, imarlı ruhsatlı…
(…)

İnanın tiksindim, iğrendim!

Almanya’nın köprüleri, yolları ve OKULLARI

Neden Almanya?
NEDEN???

Hiç kendinize sordunuz mu…
İpini koparan neden Almanya’da?

Cevabı çok basit; refah…
Ekonomik ve kişisel bağlamda özgürlükler AMA her özgürlük…
Ardından getirir sorumluluk!

Gir bak arşivlerime sözüme inanmıyorsan eğer…
Defalarca konu etmişimdir, demişimdir, söylemişimdir…
Haykırmışımdır, haykırdım ulan haykırdım…
Eşek gibi anırdım…
Bir devlet…
Şirket değildir, şirket mantığı ile yönetilemez(!)

Fizibilite…
Yani yapılabilir…
Olabilir, uygulanabilir, başarılanabilir…
Olması muhtemel, mantıklı, mümkün gibi anlamlarda kullanılmaktadır.

Fizibilite etüdü, yani çalışması…
Özellikle devlet planlamasında önemli bir yer alır…
Tabii devlet bu…
Devlet ile şirket arasındaki bir benzerlik yönetiminde ve eleman görevlerindedir…
Tek kişi…
Her türlü görevi üstlenemez, vazifeler değişik omuzlar üzerine dağıtılır.

Benim mesela şu anda en büyük sorunlarımdan biridir fizibilite…
VE YINE…
Hep anlatırım, anlamanız için ailemden örnek veririm…
Gürbüz ailesi, Almanya’da hepi topu dört kişi…
Bu ismi taşıyıp, Taunusstein’de ikamet eden insan sayısı…
Her birimizin görevleri ayrı ayrı, mesela valide maliye bakanı…
Ben fuzuli işler müdürü(!)

Yani ister bir şirket olsun ister devlet yönetimi…
Görev ve yetki ayrımı…
Nokta…
Bunun tartışılacak hiç bir yanı yoktur çünkü sadece birer insanız ve kapasitemiz beli!

Merkel…
Allah var yukarıda, ayağını kaydırmaya çalışsalar bile…
Bu pazar mesela çok önemli bir eyalet seçimi var, Bavyera da…
Tüm Almanya’yı etkileyebilir…
PARA…
Affedersiniz b.k gibi, devlet hazinesi ağzına kadar dolu…
VE EVET…
Bende şeffaf devlet, mümkün olduğu kadar bürokrasinin yani devlet yönetiminde gerekli olan araç, gereç ve elaman gerekli olduğu kadarıyla yetinilmesi taraftarıyım. Fuzuli…
Gereksiz masraflar olmamalı, kimin parası?
HEPIMIZIN…
Gerekli yerlere gerektiği kadar bütçe ayrılmalı…
Bunların en başında eğitim, araştırma ve geliştirme kurum ve kuruluşları gelir…
Merkel ve maliye bakanı yıllarca, çok uzun yıllar çok önemli ve gerekli tasarruf tedbirleri aldı, almak zorunda kaldı AMA…
Her şeyin fazlası fazla…
Bak…
İster inan ister inanma Alman devletinin elinde yeteri sayıda, donanım, tecrübe…
Ve liyakat sahibi personel yok…
Yok arkadaş yok…
Emekli olanlar emekli, yerine yenileri yetiştirilmedi. Dediğim gibi para b.k gibi…
Gerekli yerlerde gerekli planlamaları yapacak, denetleyecek adam yok, kalmadı!

Devlet planlamasında…
Gerekli personelin vaktinde yetiştirilmesinde de tasarruf edildi ki…
Bir şirketin amacı kar etmektir, para kazanmak…
Gerçi son yıllarda bir düşünce değişikli gözlemleyebiliyoruz…
Şirketler ve elemanlarına karşı sosyal sorumluluk ki devletin esas sorumluluğundadır…
Tüm vatandaşlarına eşit mesafede eşit hizmet vermek(!)

Daha kaç gün oldu…
Kendim şahit oldum, Tayyipistanda paran varsa insan sınıfından sayılıyorsun…
Ben…
Bunları yaşadım, yaşadım ve kendi gözlerimle bu rezilliğe şahit oldum…
İnsanız insan, onurumuz var hasiyetimiz…
Dilenci değiliz!!!

Ve bizim zibidi…
Emir etti…
Ulan a.cık ağızlı bugüne kadar aklın neredeydi?
Tasarruf önlemleri…
Devletin, böylelikle masrafların küçültülerek denetlenebilmesi…
Ama bak…
Evet sana düşmanım, iğreniyor, tiksiniyorum senden…
Adi soysuz seni ama zihniyet demeyelim çünkü bu zihniyet Onun kadar sahte, yalancı…
Bu vatana bu memlekete, insanına gönül bağlamışlaradır sözlerim…
Tasarruf, şeffaflık…
Ama
Doğru yerde ve zamanında!

Huzur istiyor insanlar, güven…
Önünü görmek, planlayabilmek…
Yüzde on meselesi, görüyoruz ki isimli, isimsiz birçok şirket…
Gönüllü, gönülsüz destek vermekte enflasyonla mücadeleye…
Evet, evet zorunlu…
Mecbur bırakılıyorlar, hele bir koltuk çıkma…
Iş yapamazsın, hayat hakkın kalmaz Tayyipistanla!

Güven dedikte…
Konuyu değiştirerek geçelim bilişime…
BSI…
Bundesamt für Sicherheit in der Informationstechnik…
Dün açıkladı, rakamlar inanılmaz…
800 milyon zararlı yazılım varmış piyasada 2018 yıllında, geçen sene bu rakam 600 milyonmuş…
Ve her Allah’ın günü bu 800 milyon zararlı yazılımlara 390 bin türevi ekleniyormuş…
Lütfen hatırlayın benim bu konuda yazdıklarımı…
>>> Kaspersky <<< ismi size bir şey ifade ediyor mu?
ÇOK ÖNEMLI BIR ISIM…
Biliyor musunuz?
Yokkk…
Nereden bileceksiniz, Kaspersky Online Banking kullanmıyormuş…
Ve yine cebi…
Eski…
Akıllı değil yani, kendi ağzıyla söyledi bunları bir prezantasyonda, yani sunumda…
“Hacklesinler beni de görelim” diyor gülerek!

ANLA!

### Schweig. Oder Stirb. ###

EVET…
Gazeteci…
Demokrasinin bekçisi!!!

Basın özgürlüğü…
Düşünce ve ifade hürriyeti…
Demokrasi tiyatro perdesi…
Önder ve…
Backstage gerisi!

Bir bilişimci olarak…
Muhtemelen sizlerin hiçbir zaman göremeyeceğiniz bilgilere rastlıyorum…
Bazen tesadüfen…
Çoğu zaman bilerek arıyor ve buluyorum…
Kimi zaman yasal, bazen pekte yasal olmayan yollarla ulaştığım bilgi ve belgeler…
Kendi güvenliğim için gereken önlemler.

Ve tabii gördüklerim, bilgi ve belgeler…
Bazen sadece bir ipucu üzerinde yoğun düşünceler…
Açık açık yazdığımda oluyor, ima ettiğim…
VEYA…
Hiçbir şekilde dile getiremediklerim…
Direniyorum kendimce, çocukça…
Fatura…
Eninde sonunda çıkacak bana…
Sevdiklerim…
Benim için değerli olanlar, endişeler ve tarifsiz korkular…

### MUTLAKA izle Almancan varsa! ###

Siyaset…
Vicdan ve cüzdan…
Gir bak arşivlerime…
“Çocuk yaştan beri”
BOK kuburunda…
Her yerde, tüm dünyada!

„süprize bak“ OKU