72 saatten bir kesit




Olmadı kadın kilotlu çorabı, güzel bir filtre!
Sadece filtre mi? Çekme halatı, araba bile çekebiliyorsun kadın kilotlu çorabıyla.

Hayvanlar, doğanın kendisi yaşam savaşında en büyük müttefikin…
Yok iki ayaklı cinsinden söz etmiyorum, dört ayaklısı, küçüğü ki büyüğü iyi olur, kolay olur senin için…
İzlerini takip et, dikkat et birçok izin birleştiği yerlere, istikamet belli su yakında…
Güvercinler mesela alçaktan uçup düz bir yönde yol alıyorlarsa ki sabah ve akşam su içerler, bil bunu ve takip et.

Yağmur veya çiğ…
İçilir AMA kaynatsan daha iyi olur o konu sonra…
İngilizlerin dediği gibi Dew Trap…
Naylon kardeşim naylon (branda), hatırla dedim bir mutlaka…
Aç bir delik, dikkat et en derin yeri ortası olsun…
Koy poşeti, naylonu içine, istersen ortasına küçük ve temiz bir taş, etrafını korumaya al ki rüzgâr götürmesin, vur kafayı uyu ki hem korunma hem ısınma bir ateş yanında…
Sabah suyun hazır, çığ kapanında*!

Bu yöntem akşamdan sabaha…
Kaldıysan gündüz susuz, ne yapacaksın?
“İlk” defa…
Petrokimya…
İnsanın menfaatine, siyah poşet…
>>> Solar Destination yani güneş enerjisi damıtıcısı <<<

Yine kaz bir delik VE UNUTMA EMI BELKI GÖRDÜN YAYINLADIGIM RESIMLERI…
Bıçağı, av bıçağı en eskisi, yaklaşık 30 – 35 senelik, emekliye ayırdım, gördüğün her şey gibi…
Mesela küreği, askeri kürek hem kazma hem kürek…
Anladın mi neden koydum deprem çantasına VE Allah korusun bilmem gördün mü insanları, can kurtaranları, enkaz üstünde çıplak elleriyle, bir kazma veya kürek burada ne faydalı olurdu değil mi!?
Aldım yenisini, hani bir taşla iki kuş vurma…
Bu…
5 – 10 kuş birden vuruyor, kazma – kürek, MIZIRAK, bıçak, pala vesaire, vesaire…
Allah ömür verirse vuracağım bir daha ilk bahara kendimi dağa – taşa…
Balığa…
Sorun eski gurup darmadağın, yani yalnız başıma…
Yeminle in – cin cirit atıyor, öyle issiz, öyle izbe…
Korkarım uf olmaktan, öcüleren…
Yok çaresi, gideceğim!

Dediğim gibi kaz bir çukur, topla yaprak, dal, bitkinin bulabildiğin her türlüsünü…
Koy çukura, VARSA YANINDA kap, olmadı ağaç kabuğu tümünün ortasına…
Siyah naylonu gerili bir şekilde ser ve koy yine bir taş, “kabin” altında olmak üzere naylon üzerine…
Siyah “poşet – naylon” güneş ısısını toplayıp, yoğunlaştırıp altındaki bitkisel kalıntıların ve toprağın “terlemesine” sebep olacaktır. Buhar naylonda “yapışıp” kalacak, ortaya doğur yani kabına doğru akmaya başlayacaktır. Al sana su kardeşim, hem de damıtılmış cinsinden.

Gelelim su kaynatmaya…
Yok…
Yok kardeşim yok O kadar basit O kadar kolay değil su kaynatması…
Koy kaba yak ateşi…
Su kaynatmak bir sanattır…
Göreceksin, ikna olacaksın. Tıpkı sevişmek gibi…
Sevişebilmek…
Doğru, olması gerektiği gibi ustalık ister, tecrübe, incelik ister sanattın bizzat kendisidir…
Anlatacağım sana.


Cehennemden selamlar

Allah…
Arap’a petrol verdiyse bize de su verdi…
Ah birde kullanmasını bilsek!

Bilindiği üzere benim bir Oma’m var…
Kışın…
Evi cehennemden farksız. Gittim mi yanına, nefes alamıyorum ya, nefes…
O kadar sıcak bana göre…
Cehennemden farksız!

OPEC…
Dün uzun süreden beri beklenen toplantı gerçekleşti…
Dünya borsaları ve benim garip Oma’m…
OPEC ile Oma’nın ne ilgisi mi var, borsaların?

Borsa zaten hayal satıyor, beklenti…
Tayyip gibi…
OPEC, “üretici” sanki onlar yaptı veya verdi…
Oma tüketici…
Aradım yakıt nakliyat şirketini, yılların müşterisiyiz, dedim ben yolcu…
Oma’m ayazda kalmasın, malumunuz Taunusstein namı diğer küçük Sibirya…
Adam ne dedi biliyor musunuz?

“Bekle, nihayet toplantı gerçekleşti, borsa biraz durulsun, bir daha aya ara büyük bir ihtimalle daha ucuz verebilirim sana!”

Nasıl bir dünya…
Bu nasıl bir dünya?

Beceren ve becerilenlerin dünyası…
Sevdiceğim hala bekler durur izahı…
Gülüm nasıl ki sensiz hayat bana bir azap, şahsi cehennemim…
Cennete, cehennemde burası!

Anladın mi gülümmm

Çıktın mi bir yola…
Ulaşmadan hedefe…
Ölümüne…
Ölmek var dönmek yok!

Kalbimde, benimle…
Her yerde!

Vatan ile bilirlikte (…)
Al yazmalım, nur yüzlüm…
Güzel kuşum!

Düşman değil…
Sen koydun kadın, sen…
Önce diriltin, öptün ve öldürdün!

Bu seferlik ataların dediğine aldırma

“Bükemediğin bileği öpeceksin!???”

Affedersiniz, çok özür dilerim…
Yok arkadaş ben öpmem…
S.ke s.ke bükerim!

En son üstümdeki Faslı (Marakko) Türklerden nefret ediyormuş, bilmem ne…
Çıkıp dışarıya onunla dövüşecekmişim…
Ben o yaştan çoktan çıktım, çocuk değilim ki ben…
Şimdi…
Kuzu, kuzu, meee…
Meee!

Kaldı ki çıksaydım dışarı ki ramak kalmıştı, bir temiz dayak yer otururdum g.tümün üstüne…
Benden en azından 15 – 20 yaş genç…
Sağlıklı olsam bile, bu kadar yaş farkı ile kolay mı?
Omuzlarının üstündeki gaz tenekesi değilse, bilirsin ne yapacağını…
Öylede oldu, dedim ya kuzu, kuzu!

Ne yazık ki ne yaşım ne sağlığım buna müsait…
Yoksa…
Ne yapacağımı ve nasıl yapacağımı çok iyi bilirdim, böyle…
Çaresiz, ancak yazarak!

Dünkü Tom & Jerry…
İzlediniz mi?
Tom ve Jerry iki ezeli “düşman”. Biri kedi diğeri fare…
Çok okumuşumdur, çok ve anlam verememişimdir yazılan çizilene…
Düşmanımın, düşmanı dostumdur mantığı ile değil, ona benzer…
Çünkü…
Doğrudan benim > gerçek dostum < değilse olabilir günü birinde bana düşman…
Al işte sözde milliyetçi, fedai kardeşim fedai. O bu haliyle milliyetçiyse…
Diğeri gibi “dindar”, bizler, ben neyim öyleyse?

İlke kardeşim, ilke. Özellikle erkekte!

Dost dediğin yolu bir, hedefi bir olur en azından siyaset denilen şeyde…
Yöntemler farklılık arz edebilir, önemli olan ulaşmak istediğin hedeftir…
Geçici bir süre için iş birliği yapılır ortak düşman yenilene kadar!

İşte bu çocuk filimi bunu çok bariz çok yalın göstermekte!

IYI Parti midir, kötü mü, yöneticileri vatansever midir?
Y-CHP, Vatan ve hatta HDP…
Göreceğiz kardeşim, göreceğiz kimin ne olduğunu göreceğiz…
Takke düşer kel görünür!

Yeşilcam

Yok kardeşim, yokkk!

Ak-Yeşil Sinemayı sonra yazacağım…
Buuu…
Yeşilcam, Türk filimi:

Sen haa…
Bana haa…
İhanet etti(n) diyemem…
Sen bana yalan söyledin haa…
Al sana…
Şraakkk!

Bir tane yetmeyebilir…
Şraakkk, şrak, şarak…
Birde üstüne çıkıp tepinmem lazım ama Yeşilcam usulü nasıl ifade edilir bilmem…
😊

Anlayan anladı!
Uğraşma!!!

Kalbimdesin dedim sana, O özel odada…
Onunla birlikte…
Yürekten sevdim seni kadın, yürekten, çeyrek gibi!

Gittiğim yerden geriye dönmem.

Son göz ağrım, son kalacak olanım

Günaydın…
Lütfen kadın ısrarcı olma inatçı keçim…
Bitten bitti, kalbimdesin ve orada kalacaksın…
Benimle birlikte gömüleceksin.

Haber kanallarını güncelledim güzel kuşum…
Aklımda bir – iki şey daha var ama gitmem lazım…
Gelince, ne zaman?
Bilmiyorum!

Bunak

Bunayan bir insan ne yaptığını bilmeyen bir insandır…
Medet umuyor AKP iş birliğinden…
Sözcüsü kesilmiş, fedaisi adeta…
Görmez, bilmez mi bu bunak, adi üzerinde bunak AKP’ye, hele Kahpedoğana güven olmaz?
Kahpe ya kahpe…
Hadi O bunak, ya danışmanları neyin nesi?

Bilmezler mi…
Bir zamanlar beraber çıktıkları yolda, kimse kalmadı yanında!!!
Bugün profesör bile teşrif etmedi.

Not: Gülüm,
Teşekkür ederim bilgilendirdiğin, uyardığın için…
Doğan Gurubu aç kalmış olmalı, reklam, reklam, reklam…
Başka haber kanalları açayım dedim, oflline…
INTERNET papatyam, internet, bugün var olan yarına yok…
Yarına, kısmetse!

Ölüyorum açlıktan, işi var daha kadıncağızın, dükkândan çıkamıyor…
Gidip bir şeyler alıp geleyim.

Öğleden sonra açıldım…
Anlamıyorum, anlamıyorum…
Anlasam önlem alacağım, anlayamıyorum neye bağlı?

Doktorlar…
Ne kadar bilgili, tecrübeli olsalar bile SADECE INSAN…
DKD…
Dünyada ilklerden, demişlerdi senin için çözüm yok…
Tıp…
Sana yârdim edemez!

Kendi kendimin doktoru olmaya çalışıyorum ki en iyisi benim için…
Ama bağlatanları henüz çözemedim!

###

Yok canımın içi, kalbim, damarlarımda akan kan…
Kalbimin atışı, aldığım nefesim…
Dönmem!

###

Hasretle, özlemle öpüyorum kirazları…
Güzel sevdiceğim.

Rusya’da bir tımarhane

Aklıma gelir, gelir kuş gribi, aşı kampanyası ve O p.zevenk gelir…
Hani racon kesen Kasımpaşalı, raconunu bilmem ne yaptığımınım çocuğu var ya…
İşte O!

Tesadüf mü yoksa bir yerlerden haber mi aldı?

Sorar dururum kendime niye ve neden diye…
Neyse…
Bilimsel veriler, somut ispatlanmış gerçekler…
Evet, bilimsel ispatlanmış gerçeklerden söz ediyorum. Belki inanmayacaksınız ama delilik…
Delilik işte, ki “delilik” psikolojik bir rahatsızlıktır…
O rahatsızlık Rusya’da bir hastanede deneylerle ispatladı, hastalarda kısmen önemli oranda iyileşme gözlemlendi.

Peki, ne yapmıştı doktorlar orada?
“Her zamanki gibi” çözüm çok basitti…
Oruç tutturdular insanlara, beslenme alışkanlıklarını değiştirdiler…
Bak kardeşim hiçbir sözüme inanmıyorsan BUNA INAN…
Rhein – Main Gebiet dedikleri Almanya’nın önemli iş ve yaşam alanlarından…
Gitmediğim, tanışmadığım kalp doktoru kalmadı gibi, ortopedler, nörologlar…
DAHA…
Beni karşılamasından, elimi tutuşundan, söze başlamasından “ne b.k olunduğunu” anlıyorum…
Yirmi sekiz sene kardeşim, 28 sene doktorlarla, profesörlerle birlikte. Neredeyse hafta en az bir kez…
EN AZ…
İster inan ister inanma!

Gelelim neden “kaleme” sarıldığıma…
Almancan varsa ve izlediysen, bilmiyorum, bugün kolesterolle ilgili yayınladığımı…
BAK GÜZEL KARDEŞIM…
Bu dünya bir tarafta dua ile ayakta duruyorsa öte tarafta para ile…
Zaten din ve ticaret iç içe!!!

Sen…
Benim bildiklerimi bilsen, yemin ediyorum bak YEMIN…
Yazmıyorum, bilerek. Yazsam kesin inanmayacaksın…
Hiç fark etmez Müslüman – Hristiyan, Yahudi ülkesi…
Kendi ekip biçtiğinden ki burada da olmalısın emin tohumundan…
Hiçbir şey sürmezsin ağzına!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!1

Bırak dini vecibeleri bir tarafa…
Yeminle yediğin her şey bir şekilde haram!

Allah…
Bilgeliği ile sadece sen değilsin örneğin Hristiyan’da oruç tutmakla yükümlü tutmuş…
Yahudilerde >>> kesin <<< helal meselesi…
Allah seni, beni bilmez mi, kuluna iyi geleni?

Üç beyaz başta olmak üzere…
Doğal olmayan, atadan kalmayan hiçbir şey bizlerin menfaatine değil…
Sanayi ürünü veya kul mamulü, ham madde hep bir şekilde sanayi…
Yumurta ya yumurta, bir bilsen o zavallı tavukların yaşam şartlarını, bir bilsen, mümkün mü?
Mümkün mü bu hayvanlarda çıkanın sağlıklı olması?
Keza süt, bebene içirdiğin, çocuğuna…
Anne sütünde bile, anne sütünde neler neler var, artık zararlı maddeler, senin haberin var mı bunlardan?

Bak güzel kardeşim…
Affedersin, böyle yazarsam belki daha iyi anlarsın…
Sabahtan akşama bizi beceriyorlar, ayakta ya ayakta!

Başkalarının başarısıyla övünme…
Kendine bu başarıdan pay çıkarma, dik duracaksa birisi O sensin, benim, biziz…
Kanma, aldanma söz konusu evlatlar, diren…
Hırsıza, arsıza, sağlığımızla para uğruna uğraşana…
Dik dur, SEN DUR, hesap sor…
Bak…
Çıktı yine zeytinyağı gibi üste.

Yalan ya yalan, sadece O yandan fırlama değil anlatılanın, söylenenin neredeyse yüzde doksanı yalan.

İçtiğin ilaçlar…
Para…
Önemli olan senin sağlığın değil, kasada ciro!

Kitabımızda ne yazıyorsa O…
İhtiyacın yok ulemaya, şeyhe ona buna…
Hâk kitaplarında ne yazıyorsa O…
Duracaksan sen dik dur, sen, yamulma!

Not: yayınlandığı akşam izledim…
Bugün yine izledim, nevrim döndü, tepemin tası ta uzaya kadar attı!

Ben kardeşim ben…
Yok, Pepsi falan değil, orijinal Coca-Cola…
Önceleri normali, senelerden beri Zero dedikleri, sözde sıfır şeker…
Bir gün ya, sadece bir gün içmedim. Kanımdaki şeker 345’den 277’ye…
Hiçbir şeye inanmıyorsan buna inan!

Karı gibi ağlanır dururum…
Birazda sevdiceğime uzaktan uzağa naz…
Torbalar dolusu ilaçlar, hem de bir bilsen ne ağır. Yeminle, verebilecekleri en yüksek doz…
Yok üzeri(!)
Sadece Cola ya sadece Cola!