UYUTMAYIN MILLETI YETER!!!

Köşe sahiplerinin iyimserliği…
Keşke paylaşabilsem…
Dip dalgasıymış, hadiii be…
Git işine!

Milleti gevşetme…
Ne yapıp yapıp kazanmak ZORUNDALAR…
Mecburlar kazanmaya, MECBUR…
Bunun için gereken ne varsa yapacaklar…
Tetikte olacaksın, dikkatli olacaksın…
Uyanık olacaksın, UYANIK!

Sürprizi bekle!!!
Unutma özdeyişi, unutma…
Öldü, ölücek denilenin ömrü uzar!?

Güzelll, mutlaka paylaş!!!

Kendi köprüsünde çaresiz!
14 Haziran 2018

Silkeleyen, sarsan, uyaran bir soruydu. Niçin sizin köprü pahalı?
Tokat gibi indi!
Bekledik.
Cevap gelmedi.
Cevap gelmedi ama bayram günleri geldi. Demirel döneminde yapılan köprü ve otoyollardan vatandaşlar ücretsiz geçecekler fakat Erdoğan döneminde yapılan köprüler, otoyollar ve tüneler yine ücretli.
Allah’ın her günü:
Demirel köprüleri ucuz.
Erdoğan köprüleri pahalı.
Bayramın her günü:
Demirel’in köprüleri bedava.
Erdoğan’ın köprüleri paralı.
Kendi köprüsünde çaresiz!
Kim yarattı çaresizliği?
Cevabı var.
Dile getirecek yürek yok.
* * *
Cevabı siz zaten biliyorsunuz: Demirel döneminde Devlet, vatandaşlardan topladığı vergilerden ve vergiler yetmiyorsa tahvil çıkarıp dışarıdan borç bularak köprüleri ve otoyolları Japon, Koreli, İtalyan şirketler ile yerli ortaklarına yaptırdı. Devlet, parasını kendi bulup yaptıran oldu.
Oturup hesaplandı:
Kaça mal ettik?
Kaç para geçişle?
Kaç yılda?
Kendini geri öder?
Köprü, fiyatı belirlendi.
Erdoğan döneminde de vatandaştan çok daha yüksek vergiler hep toplandı fakat köprüler ve otoyollar toplanan vergilerle dikilmedi. Vergiler, saraylar yapma türü hacıağa harcamalarla yenildi. Dışarıdan yüksek faizle borçlanma modeli işletildi ve yine Koreli, Japon şirketler ile iktidar destekçisi yerli ortaklarına yaptırıldı. Cumhurbaşkanı ile Başbakan ise “biz bu köprüleri devletten bir kuruş para çıkmadan yaptırıyoruz”diyerek vatandaşa “ekonomik mucizeler yaratan devlet adamı” fiyakasını sattılar.
* * *
Sonunda!
Fiyaka atılan günler bitti.
Bayram günleri geldi, üstelik seçim ortamındayız “Demirel’in köprüleri bedava geçilecek fakat Erdoğan dönemi köprüleri niçin paralı kaldı?” sorusuna verecekleri cevap yok. Erdoğan döneminin köprü, oto yol ve tünellerini yapan yabancı ve yerli ortağı iktidar yanlısı şirketler, açılış günlerinde gazetelere “tam sayfa”ilanlar verip teşekkür yağdırıyor, övüp göklere çıkarıyorlardı. Çünkü anlaşmalar ballı yapılmıştı.
Geçişi dolarla.
Garantiler de dolarla.
Şirketlerin “zarar etme riskleri” sıfırda tutulmuştu. Şimdi bu şirketler çıkıp, “Bayramda Demirel’in köprülerinden bedava geçilmesi kararı verebilen Erdoğan’ın kendi döneminde dikilen köprüleri de ücretsiz yapabilmekte çaresiz kalmasına gönlümüz razı gelmez. Biz de bu bayramda Erdoğan’ın köprülerinden ve otoyollarından para almayacağız” diyemediler.
* * *
Erdoğan’ın oyları düşüyor.
Dost bildikleri yanında yok.
Şiirlerini okumayı çok sevdiği Necip Fazıl’ın Sakarya Türküsü adlı şiirinde “Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya” diyen seslenişine benzedi.

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/necati-dogru/kendi-koprusunde-caresiz-2466160/

###
Ne darbesi Ulan orospu çocukları, ne darbesi!?
###

Anlamazlar İzmirlim anlamazlar

Işın kötüsü…
Ekstra hazin tarafı…
Anlaması gerekenlerde anlamıyor

World cup
14 Haziran 2018

Dünya Kupası şöleni başlıyor.
*
Sen kafayı Rabia’ya takmışsın ama, Rabia’nın memleketi Mısır dünya kupasında.
*
Sen habire “Türk Arapsız yaşayamaz” diyorsun, “Türk Arabın hem sağ gözüdür, hem sağ elidir” diyorsun, vahabi kralının ayağına otele gidiyorsun, vahabi kralı öldüğünde milli yas ilan ediyorsun, bunların karşılığında Türkiye’yi “şeytan” ilan eden Suudi Arabistan, orada.
*
Sen Suriye’ye burnunu sokup cahil cühela dört milyon Suriyeli’nin Türkiye’ye doluşmasına sebep oluyorsun, kendi milletinin boğazından kesip, bunlara 34 milyar dolar harcıyorsun, Suriye’deki iç savaşa benzin döktüğün için medeni dünyadan dışlanıyorsun, aynı dönemde Suriye’nin yanında duran Rusya dünya kupasına evsahipliği yapıyor, dünyanın turistini ağırlayıp 10 milyar dolar gelir elde ediyor.
*
İnek ithal ettiğin Uruguay orada.
Koyun ithal ettiğin Avustralya orada.
Kıyma ithal ettiğin Sırbistan orada.
Saman ithal ettiğin Senegal orada.
*
Fas’ı Adalet ve Kalkınma Partisi yönetiyor, amblemi gaz lambası…
Seni Adalet ve Kalkınma Partisi yönetiyor, amblemi ampul…
Fas gaz lambasıyla dünya kupasında.
Sen ampulle uzaya duble yol yapılacak diye bekliyorsun.
*
Tunus’un hırsız lideri Bin Ali kaçtı, laikler iktidara geldi.
Senin başbakan Binali.
Senin yandaş müteahhit “Binali kalırsa yaşadık, milletin orasına koyacağız” dedi.
Öbür Bin Ali’nin uçağını sana sattılar, Tunus dünya kupasına gitti.
*
Sen hayırsever Rıza Sarraf yüzünden dünyaya rezil oldun, devlet bankamız İran ambargosunu deldiği için ceza alıyor, ekonomi bakanımız hakkında ABD’de tutuklama kararı çıktı, Türkiye devleti New York’ta yargılanıyor, İran dünya kupasında.
*
Para dilendiğimiz İngiltere orada.
*
2008 küresel krizinde İzlanda hükümeti derhal istifa etti, yeni hükümet yapısal önlemler aldı. Senin hükümetin sana “kriz bizi teğet geçti” dedi, durmak yok yola devam dedi. İzlanda bugün güçlü ekonomisiyle dünya kupasında, senin teğet ne durumda?
*
Biz dünya kupasına katılırken henüz Hırvatistan diye ülke bile yoktu, Avrupa Birliği üyesi oldular, dünya kupasındalar… Sen dünya kupasında zaten yoksun da, Avrupa Birliği’nde var mısın?
*
Sen teee 14 bin kilometre uzaktaki Peru’yu gezmeye gittiğinde, askeri kargo uçağıyla makam Mercedesini de götürdün, Peru dünya kupasında, senin makam Mercedesi nerede?
*
Sen dünyanın en muhteşem kanalı İstanbul Boğazı’na sahipken, Kanal İstanbul’u yapmaya kalkışıyorsun, Panama dünya kupasında.
*
Güya Medeniyetler İttifakı kurduğun İspanya orada, sen anca püskevit’le ittifak halindesin.
*
Elalem Messi’yle oynuyor, samba yapıyor, Meksika dalgasıyla coşuyor, Afrikalısı Asyalısı Avrupalısı cıvıl cıvıl rengarenk formalarla dolaşıyor. Dünya, dünya kupasında eğleniyor.
*
Peki sen naapacaksın bu arada?
Dünya liderin izah etti…
Alacaksın çoluğunu çocuğunu, gideceksin millet bahçesine hep beraber yatıp yuvarlanacaksın!
*
Ayrıca…
*
Dünya Kupası’nın resmi maç topunu Adidas üretti.
İsmi Telstar 18.
Tarihte ilk kez “bio bazlı” etilenden elde edilen kauçukla üretildi.
“Ekolojik sürdürülebilirlik” ilkesi esas alındı.
“Karbon ayak izi”ni azaltma konusunda, spor ürünleri endüstrisinde çığır açtı.
*
Şimdi sıkı durun…
Bio bazlı etileni nereden elde ettiler biliyor musunuz?
Şekerkamışından!
*
Demek ki, şeker fabrikaların şakır şakır satılırken, şeker pancarı üretimin imha edilirken, sen ne yapacakmışsın canım kardeşim?
Çoluğu çocuğu alıp, hep beraber yatıp yuvarlanacakmışsın!

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/world-cup-2466254/

Yokkk gidemedim AMA gideceğim KESIN

Valide doktorda, unuttum. Onu beklemem lazım ondan sonra…
Herkes gibi bende gideceğim eninde sonunda…
Allah, nasip kısmet ederse yatacağım Sevda’mın yanına…
Seni ne yapacağız hatun?
Sende yat benim üzerime diyeceğim AMA (…)
Üç hatunumla birlikte kara toprakta!

Bu fıkrayı okuyun, FIKRA DEYIP GEÇME, aynısı geldi başa!
BILIYORSUNZ…
Bırak ayakta durmayı adım atacak hal yok bende, yürüyemiyorum…
Allah belamı versin yalanım varsa…
İsim sahibi, ün – unvan ne kadar doktor varsa Rhein – Main bölgesinde…
Başta kalp, nöroloji, ortopedi…
Bir şekilde gördü beni.

Yok çözüm bulamıyorlar derdime…
Yürüyemiyorum kardeşim yürüyemiyorum…
Birkaç yüz metre, nefes nefese…
Yazmıştım, arşivlerim meydanda. Bir > kış < günüydü annemle İstanbul’dayız…
Ben…
Vallahi billahi doğru, “yalın ayak”
Kıs ya kış, kışın ortasındayız…
Sanki kül fakiri(!)

Çarşıya indik annemle Beşiktaş’ta, kadın…
Üç adim benden önde, UTANIYOR halimden…
Keyfimden değil ki, yürüyemiyorum…
Millet bakıyor ha bire ayaklarıma, neredeyse dilenciye sadaka…
O gün bu gündür O ayakkabıcıdan alırım ayakkabılarımı…
Sonunda döndü bana “Önder, yeter!” dedi…
Girdik bir dükkâna, adama anlatım derdimi. Baktı yırtık pırtık ayakkabılarıma…
“Ağabey, senin bağcıklı ayakkabı giymen lazım” dedi…
Vallahi, billahi böyle dedi, verdi bir ayakkabı. O güne kadar bağcıklı ayakkabı giymezdim…
Oh be…
İyi kötü yürümeye başladım. Şans eseri, annemin sayesinde ve belki Allah acıdı bana…
Düştüm DOKTORUNA!!!

Saralım başa…
Biliyorsun kadın hep söyledim sana, benzersem babama…
Şimdilerde on sene kaldı!

Sağ ayak tırnağımda, baş parmakta…
Bir leke, kapkara, acıyor dokununca. Önce sandım bir yere çarptım, kan oturdu…
Aylardan beri orada. Ne büyüyor ne küçülüyor, sadece acıyor dokununca…
Dün eğilemedim, annem giydirdi çoraplarımı. Gördü lekeyi?
„Bu neeeeeeeeeeeeee?“
Eşek gibi doktora gideceğim, emir büyük yerde geldi. Bu akşam beşte…
Bana kalsa gene gitmezdim ama sen kara Mediha’yı bilmiyorsun…
Eşek gibi yaptırır dediğini insana!

Kanserse…
Bahtıma, koleksiyonda eksiğim vardı…
Maşallah kırk bir kere, ailede…
Ne ararsan var, şeker başta olmak üzere Kanserden kalbe!


Babamda, rahmetlide de böyle başladı unutma. En sonunda beş çeşit kanserden vefat etti…
Beş çeşit!!!

Veee Euro 5,50

Ekonominin büyük ustası…
Euro 5,50!

İlk işi, hemen seçim sonrası…
OHAL’i kaldırmakmış…
Öyle diyor a.cık ağızlı!

Neden seçim sonrası?

Bugün nasıl geçecek bilmiyorum…
Berbat, felaket bir gece…
Sizler…
Eğer seçerseniz bu pezevengi…
Ben nasıl yaşıyorsam, buna yaşamak denirse öyle yaşayacaksınız…
Acı içinde!

Takdire şayan

Bu çocuklar her türlü takdire laik…
Aferin…
İnanın yürekten gurur duydum sizlerle.

Üçüncü nesil gençler…
Gazetecisinden tutun, “Amt für Integration” da söz sahibi bir kızımıza…
Yine üniversiteli gençler…
Aferin çocuklar, aferin. Evet, vatan önemli, kökü unutmamalı, dilini, kültürünü…
Doğduğun yer değil doyduğun yer VE çoğunuz buralarda dünyaya geldiniz…
Elhamdülillah Müslüman evladı olabileceğiniz gibi başka inançlarda sahip olabilirsiniz…
Dertleriniz…
Üç aşağı beş yukarı aynı, çözüm BURADA BULUNMALI!

DIDIP…
Gönüllü hizmet veren gençlerimiz, SIYASALLAŞAN DIN ve ÖRGÜTLENMESI…
Çok haklısınız ayrılmakta, kendi kendinizin efendisi olmaya…
Dinimizi anlatın insanlara, bağımsız bir şekilde…
Her türlü takdire şayansınız, aferin, gurur duydum sizlerle!

izle