Abdulkadir Selvi
İki lider kritik kararı nasıl aldı? Perde arkasında ne yaşandı?
SİYASETİN gündemini yine Bahçeli belirledi.
10 Ekim 2016 tarihinde Bahçeli’nin başkanlık sistemini önermesiyle başlayan “ittifak” sürecinde dün yeni bir noktaya gelindi. AK Parti ile ‘Cumhur İttifakı’nı gerçekleştirip Türkiye’yi erken seçime götüren MHP Lideri, dün siyasetin mecrasını değiştiren yeni bir hamle yaptı.
Yerel seçimlerde AK Parti ile seçim ittifakı yapılmayacağını açıkladı. Bahçeli’nin açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan kürsüye çıktı ve “Herkes kendi yoluna” dedi. İttifaklı günlerin ardından iki lider ilk kez karşı karşıya geldi.
Yaşanan bu krizin ardından gözler şimdi Cumhur İttifakı’na çevrildi. MHP Lideri Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, sıcağı sıcağına Cumhur İttifakı’nın devam edeceğini açıklama gereği duydular. Çünkü milletvekili sayısı Meclis’te iki partinin işbirliğini zorunlu kılıyor. Ama bu yaşananlardan sonra ittifak nasıl devam edecek?
Cumhur İttifakı yürütülmesi kadar yönetilmesi de gereken bir ittifak. Şimdiye kadar iki parti arasında yaşanan krizler arka kapı diplomasisi ile çözülüyordu. İki parti kaynaklarından edindiğim izlenime göre bir süredir arka kapı diplomasisi kesilmiş. İki liderin görüşmesi ve heyetlerin ittifak için bir araya gelmesini kast etmiyorum.
İPLER NE ZAMAN GERİLDİ?
İşin görünen yüzünde MHP’nin af teklifi ve ‘Andımız’ yer alıyor. Ama bir süredir iki cephede de bir hoşnutsuzluk ve mutsuzluk hissediliyordu. Belli bir enerji birikmiş. Ancak iki partinin kulislerine baktığımda çok uzun süre devam eden bir sürtüşme söz konusu değil. Hatta geçen haftaki AK Parti MYK toplantısında MHP ile yapılan ittifak görüşmeleri hakkında bir sunum yapılıyor. Yerel seçim ittifakı için bir formül bulunamadığı belirtiliyor. Yerel seçim yasasından kaynaklı zorluklardan söz ediliyor. Buna rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz bir daha görüşün. Arkadaşlarla irtibatı sürdürün. Bir formül bulmaya çalışın. Gerekirse biz liderler olarak yeniden görüşürüz” diyor. “Aman Cumhur İttifakı’na zarar gelmesine izin vermeyin” diye uyarıyor. Erdoğan bu değerlendirmeyi Bahçeli ile görüşmesinden sonra yapıyor. Geçen haftaki Erdoğan-Bahçeli görüşmesinde bir anlaşmaya varılması bekleniyordu. Olmadı. Ama ipler kopmamıştı. Af teklifinin Meclis’e sunulmasıyla iki parti ilişkilerindeki bir soğumadan söz ediliyor. Bu noktaya gelinmesi ise son dört günde yaşananların sonucu.
TWEET’LER İŞİN TUZU BİBERİ OLDU
Bahçeli’nin AK Parti’nin değerli isimlerinden biri olan Bekir Bozdağ’ı tehdit eden tweet’leri partide büyük bir rahatsızlık meydana getiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan MHP tarafından bir izahın geleceğini düşünerek krizi tırmandırmıyor. Ancak Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın af konusundaki sözleri üzerine attığı tweet’ler AK Parti’de infiale yol açıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın canı sıkılıyor. İplerin kopma süreci başlıyor. Erdoğan’ın yakın çevresinde “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukukunun korunması lazım. Liderinin hukukunu koruyamayan bir parti konumuna düşmeyelim” değerlendirmeleri yapılıyor. Bahçeli’nin eleştiri ve tehditlerine karşı suskun kalınmaması ve cevap verilmesi kararı alınıyor. Erdoğan’ın talimatı üzerine parti sözcüsü Ömer Çelik kameraların karşısına geçiyor. O sırada AK Parti kulislerine Bahçeli’nin MHP grubunda önemli açıklamalar yapacağı yönündeki kulis bilgileri ulaşıyor. Daha önceki kriz anlarında arka kapı diplomasisini harekete geçiren iki parti bu kez medya üzerinden konuşmayı tercih ediyor. Ömer Çelik’in “Cumhurbaşkanı Erdoğan kırmızı çizgimizdir” açıklamasına MHP’den “Bahçeli de bizim kırmızı çizgimiz” yanıtı geliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti grubuna Bahçeli’nin konuşmasını canı sıkkın bir şekilde izledikten sonra giriyor. Her kelimesini tek tek not ettirdiği ve siyasi sonuçlarını göze aldığı konuşmasını yapıyor. Cumhur ittifakının devam edeceği açıklansa da bir kez testi çatlamış oldu. Erdoğan, Cumhur İttifakı’nı sürdürmeye kararlı ama ittifaksızlığı da göze almış durumda.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/iki-lider-kritik-karari-nasil-aldi-perde-arkasinda-ne-yasandi-40996454