Power of People

Kanıtlayamam, açıkçası bilmiyorum da…
Sosyolojiden geldiğini tahmin ediyorum, sosyal medya kavramı çerçevesinde kullanılıyor çoğunlukla…
Araştırmama rağmen bir sonuca varamadım.

Fransa’da gözlemleyebildiğimiz bir akım…
Ekonominin, ekolojisi…
Bir nevi isyan…
Faydalı, yararlı.

Herkes…
Özellikle popülistlerin dilinde HALK oldu sakız…
Çiğne, çiğne dur, gevele, INEK GIBI GEVIŞ GETIR!

Kadın konusuna benzetiyorum, coğrafyamızda yaşanan…
Orasıyla, burasıyla uğraşıyorlar ya…
Peki kadının kendisi…
Duygu ve düşünceleri, görüşleri nerede…
Adı var kendisi yok ortada. İşte O misal entel dantel, bilen ve bilmeyen herkes halktan bahis ederken halkın kendisi nerede?

PoP…
Power of People…
Gerçekten bir güç, bir güç merkezi….
Bir odak, bir mercek…
Güneş eksik, O ışık…
Mercekten düşecek, merceği ve etkisini harekete geçirecek, gücü…
Ya iyiye, güzele yönlendirerek yapıcı veya yıkıcı olacak.

Güç, mesela atom enerjisi, iyiye, faydalı olan için kullanmak dururken…
İnsan bu…
Yakacak, yıkacak, gücü kötüye kullanacak…
Aslında…
Halk adına halk tarafından, halka rağmen (…)
Konunun özeti!

Çokça vermişimdir bu örneği, Afrika’da ateş karıncalarını…
Karınca ya karınca, bir damla bir şey…
Bir olunca…
Yüz binler, milyonlar ormanın kralını kaçırıyorlar…
Arslan…
Kaçacak delik arıyor!

İşte güneş…
İşte mercek…
İşte etkisi, ateş yakmak içinde kullanırsın, buzu, buzulu…
Veya çeliği eritmeye, mesela bir tankı, gemileri yakarsın Arşimet gibi!

Halkın gücünü doğru yönlendirmeli…
Halk adına, halk tarafından, halkla birlikte halk için, Onun adına hareket etmeli…
Güzel yarınlara…
Aynen bunu yapıyorlar, aynen!

Sorunun temelinde şu gerçek yatmaktadır:
> Biri yer biri bakar, kıyamet bundan kopar! <

Gelir adaletsizliği, köylü…
“Köylü milletin efendisi”, çokça yazmışımdır bu meseleyi…
Rahmetli Gazi Mustafa Kemal’in sözü. Üretici ya üretici, senin, benim gibi tüketici değil!

İnsan…
Hem kendini “meşgul edebilmeli” hem geçinmeli, el emeği, göz nuruyla geçinebilmeli!!!

Kazanacaksın ki, kazanç süreklilik arz edecek ki harcayasın…
Borç, borç, borç nereye kadar?
Bilmiyorum çiftçi kardeşlerim okuyor mu beni?
Bakma…
Teknolojinin kimi kazanımlarına karşı duruyormuşum gibi bir hal alırım ama…
GÖRÜRÜM, BILIRIM…
Getirilerini, götürülerini, kazanımlarını ve bize neler neler kaybettirdiklerini…
NOKTA

Fransa…
Dedim ya akim buralardan gelir, düşünce, bir hayal…
Hayaldi gerçek oldu…
HALKIN GÜCÜ KENDINI GÖSTERDI, teknolojinin getirisiyle birlikte DEVLERI DIZE GETIRDI!

Küreselleşen dünyada, zincirler, uluslararası boy gösteren şirketler…
Saat dokuza kadar vaktim var, bitirdim bitirdim yoksa başka bir pazara(!)

Milli olmak, yerli olmak…
Küreselleşen bir dünyada hala insan olmak, kalmak nedir sizlere bu yazımla anlatmaya çalışacağım…
Yeter ki…
Oku, gör. Gör kardeşim gözlerinle gör, kalbinle gör…
Gör ve anla beni.

Neler yiyip içtiğimizi…
Bir Allah bir “üretici” bilir…
Sadece yaşadığın toplum içeresinde toprak üreticisi değil ki dikkate alman gerektiğin…
Allah’ın bereketi, NIMETLERI kardeşim NIMETLERI…
Dünyanın dört bir tarafından gelir bulur bizi.

Coğrafyamızda yetişmeyen, Allah’ın, tabiattın öngörmediği nice ürünler sofralarımızda…
Nerede…
Nasıl, hangi şartlar altında üretilmektedirler?

Çocukların…
Öncelikle çocukların o küçücük elleriyle, sağlıkları pahasına, eğitimleri, gelecekleri pahasına ürettikleri, sen ucuz yiyesin diye sömürülen çocuklar ve kadınlar…
TAHRIP edilen doğa…
Arz ve talep meselesi, serbest ekonomi(!)

Vicdan yapmıyorum…
Lügat parçalamıyorum, aşk – ı ilan da değildir bir kadına…
Sevgiye davet…
HAYIR…
Seni düşünmeye davet etmek istiyorum, DUR demeye…
Gücünün farkına var diye, deme ben bir kişi, ben onlara karşı ne yapabilirim ki?

Birisi fikri ortaya attı…
İnsanlar sosyal medya aracılığıyla örgütlendi…
Önceleri dediler yerli, milli sonrasında dedikleri…
DÜNYA!

Eşit işe eşit ücret, bir ütopya…
Hayır değil, ortak karar aldılar, oylamaya sundular, dediler…
Kararlaştırdılar, bir ürün…
FIYATI BU KADAR!

Dediler ki…
Üretici ve tabii üretimin devamlılığını esas alarak, uzmanlar karıştı işe, hesapladılar kitapladırlar bir üreticinin şu kadar para KAZANMASI LAZIM…
Sonra düşünmeye devam ettiler, dediler üreticiden tüketiciye nakliyat…
Yine hesap, kitap dediler nakliyatçı şu kadar para KAZANMASI LAZIM…
Halka ürünü arz eden…
O da kazanacak, şu kadar!

>>> Ben kısadan kestim, tüm katmanlar tümü dikkate alindi ve süreklilik arz edecek şekilde para kazanmaları sağlandı, güvence altına alındı <<<

Sonra…
Evet sonra…
EVET, mecbur ettiler pazarlamacıları…
Ürünün adı, piyasada henüz olmayan ürünün adı sürekli sorulmaya başlandı…
TALEP kardeşim TALEP…
Ortak alınan kararın gerekleri yerine getirildi, sürekli soruldu, alternatif ürünlere rağbet göstermediler, MECBUR ETTILER…
Ve ürünler reyonlarda yerini almaya başladı.

HERKES…
Biliyordu artık bu üründe hakça, adil bir kazanç paylaşımı var!

Bir ürünün marketlerde, bakkal, çakalda, alışveriş merkezlerinde yer alması bu sayede sağlandı…
Ortak karar karşısında, eşit bir paylaşım gözetilerek, halk ve halkında gereksinimleri dikkate alınarak…
Tefeciler, asalaklar, kan emici vampirler devre dışı bırakıldı…
İşte sana halkın gücü, birliğin gücü…
Vicdanın göstergesi, insan olmanın gereği!

Bu tutumu, talebi, ISRARI öncelikle yerli ve milli ürünler için gösterdiler…
Şimdi…
ÖRGÜTLENEREK, uzak pazarlarda üretici kuruluşlarla anlaşarak dünyaya yayma aşamasındalar.

Dün gece…
Hani toplantıya gitmiştim ya ta gece on bir gibi geldim eve…
Yaklaşık üç saat sürdü…
Kulübün toplantısıydı…
Konu…
Gerçek silah kullanılırken meydana gelen olumsuzluklar…
Neticede ölümcül sonuçlara sebebiyet verebilir(sin).

İnsan ve sorumluluğu, mesuliyeti…
Bilinci…
Herkeste bilinç denilen yok ki, sorumluluk. Uzatmak istemiyorum…
Kulübe üye oldum olası kaç gün geçti?

Bir zincirin gücü…
En zayıf halkası kadar, O halka da benim!

Bakın…
Alman dersin değil mi, Hristiyan?
Ben derim INSAN!

Senelik aidatımız, 100 Euro…
Henüz gerçek silahı elemime alamadım, nedeni bu toplantı ve alınacak kararlarmış meğer…
Yeminle bak, vallahi billahi anlamadım…
Bir konu başlığı, “destekli atış” yani silahı bir şeyin ütüne koyup ateş etmek…
Anlaşılan kulübün ilk özürlü üyesi benim, benden yaşça çok daha büyük insanlar var…
Ahı gitmiş vahı kalmış, bun rağmen güçleri, kuvvetleri yerinde…
Desteğe ihtiyaçları yok. 500 Euro’ymuş öyle bir destek, alalım mi?
Alalım, karar alındı!

Sigara içmeye çıkmıştım, Thomas geldi ardımdan…
Dedi “tamam, yakında aşağıda atışlara başlayabilirsin”
Hala anlamadım, aptal aptal yüzüne bakmış olmalıyım…
“Senin için alındı bu destek alma kararı!”

Demek istediğim…
Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için…
Yoksa…
Hep devam edecek ayni tas aynı hamam!

123

Keşke her gün böyle güzel haberler alsam…
Dayday, Gymnasium da…
Bugün yazlılarını geri almış, bir dersten bir, ikincisinden iki…
Işe bak, üçüncüsünden üç…
Dada…
İnek Şaban, bu konuda iyi ki bana benzememiş, anası…
Anladığım kadarıyla Gymnasium’a kabul edilmiş. İnsan Allah’tan sağlık ve mutluluklarından başka ne isteyebilir?

Ancak…
Çocuk okutmak dünyanın her yerinde çok zor, masraflı. Allah, kardeşin yardımcısı olsun, benim sıpa birdi, arada kaynadı.
İmkânınız varsa, eğitim sigortası…
Dünyanın bin bir hali, çocuğun, çocukların eğitimi maddiyatsızlıktan yârim kalmasın…
Aklınızda olsun!

Mesafe kadar seviyeye önem veririm

Evim ile dükkân arası 1,2 Km…
Yine vadi ile evimin kaldığı sırt arasındaki seviye farkı tahminen 50-60 metre…
Evim serin, dükkân cehennem…
Cehennemden, tövbeler tövbesi cennete geldim, nefes alışım değişti…
DAYANAMIYORUM…
Yorgunluğa, hele zihin yorgunluğuna, üzüntüye, heyecana…
Saat sekizde toplantım var…
Bakalım…
Yeminle, canimin sıkılmasına vakit kalmıyor…
Kardeşin dediği gibi…
Benim için ne şeref, adam olarak görüyor beni…
😊
Nizza’da demişti, böyle veya buna benzer, anlam itibarıyla (ama adam dedi)…
“Bu adamının yanında insanın ne canı sıkılır ne oturmaya fırsat bulur”

Allah’a çok şükür, çok şükür Mevla’ma

Yüzümü kara çıkarmadı, adım lekelenmedi…
Söz verdim ve ben sözümün hem mahkumuyum hem eriyim.

Otuz derece…
Ve ben ayakta, kalbim, nefes alamıyorum. Adamlardan izin istedim, dizlerim zangır zangır titriyor…
İnan, yeminle…
Kalp krizine çok kalmamış olsa gerek…
Ah bir bitse, bir bitse.

Vaktinden evvel, yani imtihandan evvel başlayabileceğim işlemlere…
Bir gün bir gündür, gün bugündür…
Gün…
24 Hazirandır!

CNN-Türk sözde ekonomisti, olumlu gelişme demekte üçüncü müdahaleye rağmen…
Euro 5,32…
Dolar 4,48’i gösterirken!

Böyle işte, bile bile. Hata bazen isteyerek

Ne anlatacağım psikolojisini, sosyolojisini…
Bile bile, isteyerek!

Geldim, bekliyorum ikiyi…
Adım çok önemlidir benim için, ismim çok önemli…
Bir erkeğin, yok bırak evladı bir tarafa, isminden, EŞİNDEN, kadınından gayrı neyi var?

Gitti mi gitti…
Kadının isminin lekelenmesi kendi başına, başlıca bir olay…
Kadın…
Dayanıyor, dayanabiliyor. Bakıyorlar hala iyi kötü yüzüne…
Erkek öyle mi?

Aile içi siddeti örnek olarak vermek gerekirse, Almanya’da…
Şiddet mağdurlarının %80i kadın…
PARDON, anlamadım? Öyleyse…
Evet, öyleyse %20si erkek.

DİKKAT
Polis, savcı dahil…
İnanmıyor erkek boyle bir şikayet ile geldiğinde, acıyarak bakıyorlar, ciddiye almıyorlar. Burası Almanya, var gerisini sen duşun.

Evet, ismim ciddi tehlikede, o kadar önem verdiğim…
YOKKKKKKK…
Kadın yüzünden değil, ihanetin cezası ölümdur bende…
Çok yaşadım Almanya’da, kınadım, ne büyük bir hata…
Geldi kendi başıma, ailemde, bana can ciğer olanlarda…
Uzatsaydık elimizi, kolumuzla birlikte bizde gidecektik gümbürtuye.

BAK şimdi bana, BAK…
Bile, bile…
Mecburiyet, canımdan can, mecburum…
Her şeyi göze alarak…
Çünkü…
Anca beraber kanca beraber, ya Allah hep birlikte selamete çıkaracak…
Yada (…)

Anlayana

İlkbahar…
Yaz…
Sonbahar…
Kış!

Allah…
Canı veriyor, büyüyor, gelişiyor…
Sonra…
Bir süreliğine böyle kalıyor ve kaçınılmaz çöküşe geçiyor…
Hayat dediğimizin…
Dönme dolabı, çarkıfeleği!

Ben kaçtım…
Dua, işler rast gitsin…
Dua ederseniz çok sevinirim!

Biliyorum anlatıyordum inanmıyordun tosunları, yaşadım diyorum, gördüm, yaşadım ya yaşadım

Zor kaçırdılar beni ülkeden…
Ya kara toprak ya mahpus!


+

Bay fikri yok…
27 Mayıs 2018

Anketlerde “Fikri yok” ortalama yüzde 12 civarında…
Barajı geçiyor…
“Tayyip Erdoğan kimdir?” sorusuna “Yani en başın başı gibi” yanıtını veren vatandaşı da al genel başkan yap…
5’inci parti…
*
Hintlilerin fikri var, bu sene 2000 haber-makale yayınlanmış…
Brezilya vatandaşlarının fikri var, TVB Litoral Türkiye’yi sokağa sordu, herkesin bir fikri vardı…
İngilizlerin, Fransızların fikri var, ekonominin battığını ilk haber veren Alman Die Welt oldu…
Fikri olan İtalyanlar Meral Akşener’i, Avusturyalılar Muharrem İnce’yi seçtiler…
Çin…
“Seni romantik Türkiye’ye götürmek istiyorum sevgilim” diye şarkı yaptılar, sosyal medyada 8 milyon kez indirilmiş, herkesin dilinde, demek ki Çinlilerin fikri var…
*
Bizimkinin fikri yok…
*
Hırsızların çaldığı elektriğin parasını her ay faturada ödeyen bu…
“Doktor olacak” derken, oğlu imam yapılan bu…
Arabası olmadığı halde köprüden geçiş ücreti veren bu…
“Bavulu alıp Avrupa’da çalışmaya gideceğim” derken, gelen 5 milyon Suriyeliye işini kaptıran bu…
Domatesi 6 liradan yiyen bu…
“Başıma bir iş gelmesin” diye telefonda ezan okuyan bu…
Her Allah’ın günü, ağlaya sızlaya filiz gençlerini götürüp mezarlığa gömen bu…
15 yıldır yalan dinleyen bu…
15 yıl insan gibi yaşayacağını umduktan sonra, ekonomi başına yıkılan bu…
Yaylası, deresi, ormanı, tarlası, koruluğu çalınan bu…
30 milyon insan belediyenin nohuduna muhtaçken, ayakkabı kutularına doldurulan dolarları oturup seyreden bu…
*
Ama hâlâ fikri yok…
*
Fikrin yoksa dana kıymaya sor…
Fikri vardır…

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/bekir-coskun/bay-fikri-yok-2431864/

Sana


dinle


dinle

Gerçekten gülüm, inan…
Tutuğumu koparan birisiyim, bilirsin…
Allah istemedikten sonra kaybetmem…
Yürektir, beyindir hedefim…
Oradan vururum ve (…)
Kaybetmem…
Ne seni ne Onu ne rahmetliyi…
Birleşeceğiz…
Allah yazdıysa, öbür tarafta!


dinle


dinle

Üç ihtimal var, geldim yine, yarım gibi gideceğim yine

Tabii Allah’ın takdiri ama öyle sanıyorum ki bana yatakta ölüm yok…
Birinci ihtimal…
Ya beni soğuktan büzüşmüş bulacaklar bir gün, donmuş vaziyette, bıyıklarımdan sarkan buz parçacıklarıyla birlikte.
Ikinci ihtimal…
Ya yorgunluktan, koşturmaktan yığılıp kalacağım bir köşeye, kalp krizi veya inme.
Üçüncü bir ihtimal daha var, O da senin kollarında ölmek mi acaba demek isterdim AMA araba…
Kaza(!)

Bu arada Merkez Bankasından bir müdahale daha…
İstenilen, beklenen düşüş gözlemlenemiyor NEDEN ACABA?
Dolar 4,58 Euro 5,35

adıyla sanıyla, benim ağzımı yüzümü siksinler

Biliyorsun değil mi, biliyorsun geleceklerini?
Alemin ağız kokusu, neden karışırsın ki?
Vaki değildir, vaki…
Benim bir yere gidip ellerinboş döndüğü….
Telefon etmiştim geçen hafta, saat dokuza kadar…
Unuttum gitti, sabah kendimi arabadan dükkana zor taşıdım…
Tel. Ettim sonra dediler TAM IKIDE…
Kıyametler koptu…
BENİM…
Ağzımı yüzümü siksinler karıştım diye!