Urfa…
Hoş geldin, Allah nasip ederse geleceğim bir haşhaş kebabı yemeye. Çayı sevmem ama bir köpüklü kahvenizi höpürdetmeye. Sizlerde hoş geldiniz çocuklar, ülkemin üniversiteli gençleri. Tüm umudum sizlersiniz. Saçınızın bir teli benim için değerli…
TÜM gençlerin…
Allah peygamber aşkı için çocuklar, DEIZM…
Allah olduğu gibi dinde var, öğreti…
Din nedir biliyor musunuz?
Aslında bu olgunun felsefesi, derinliği…
Bilirsiniz…
Bazen bir kitabin içinde bir deyimi, bir terimi açıklamak için yeniden koskoca kitaplar yazılır…
Bu ne olduğu belirsiz deyuslara kanmayın, dininizden soğumayın…
Öğrenin, ilgilenin TÜM HAK dinleri ile…
Perde arkasındaki gizeme…
Ona ulaşmaya çalışın. Kin, nefret değildir yolunuz, olmamalıdır…
İzmirlim öyle güzel yazmış ki lütfen okumamaklık etmeyin.
—
Ahdi var
9 Mayıs 2018
Asrın liderimiz “ahdim olsun ki” diyerek seçim vaatlerini açıkladı.
Faizler düşecek.
Enflasyon düşecek.
Vergiler düşecek.
İşsizlik düşecek.
Dar gelirliler zenginleşecek.
Türkiye şahlanacak.
*
Aahh gençler ahh, siz bilmezsiniz, yetişmediniz o günlere…
Dolar 1.3 liraydı, Saadet Partisi dört liraya çıkardı.
Benzin 1.5 liraydı, İyi Parti döneminde altı lirayı geçti.
Kendi kendimize yeten yedi ülkeden biriydik, CHP saman ithal etti.
Bu üç parti, memlekette ne banka bıraktı ne fabrika, ne liman bıraktı ne maden, topraklarımızı bile sattılar, millet yoksulluktan kırılırken, milletin orasına koyan yandaş işadamlarını ihya ettiler.
*
Asrın liderimiz 16 senedir tek başına muhalefetteydi.
Öbürleri mahvettiler Türkiye’yi.
*
Muharrem İnce mesela, dünyanın en müsrif cumhurbaşkanıydı, durup dururken kendine 1.150 küsur odalı saray yaptırdı. Milletin bir milyar dolarını sırf kendi keyfi için harcadı. Saraylara sığışamıyordu, Vahdettin Köşkü’nü Dolmabahçe Sarayı’nı Beylerbeyi Sarayı’nı Huber Köşkü’nü Yıldız Sarayı’nı Beykoz Kasrı’nı kullanıyordu, yetmiyordu, şu anda Marmaris’e 300 odalı yazlık saray yaptırmaya başlamıştı.
*
Temel Karamollaoğlu’nun en son saydığımızda beş tane makam uçağı vardı, her sene kendine yeni bir uçak alıyordu. Sırf sarayındaki otomobillerin benzin masrafı 4.5 milyon liraydı, tee Latin Amerika’ya gezmeye giderken makam mercedesini kargo uçağıyla yanında götürmüştü, altın varaklı padişah koltuğunda oturuyordu.
*
Meral Akşener turizm şirketi gibiydi, Birleşmiş Milletler genel sekreterinden daha fazla geziyordu, 98 ülkeye 354 defa gitti, elini cebine bile atmadığı halde, tüm masrafları devlet tarafından karşılanmasına rağmen, kaç milyon lira harcırah aldı, kimse bilmiyor. Örtülü ödenekten sorgusuz sualsiz her sene iki milyar lira kullanıyordu, milletin parasıdır demiyor, har vurup harman savuruyor, ortalama her gün dört milyon lira harcıyordu.
*
Ne mutlu bize ki, şatafata itibar etmeyen asrın liderimiz gibi bir muhalefet liderimiz var. İktidara gelince tıpkı şimdi olduğu gibi mütevazı bir hayat sürecek, dar gelirliler zenginleşecek.
*
Aahh gençler ahh, siz bilmezsiniz, yetişmediniz o günlere… Akp kurulmadan önce camiler ibadete kapalıydı, hepsi ahır yapılmıştı, cuma namazına gitmek isteyenlere cehape zihniyeti tarafından eziyet ediliyordu, gözyaşları içinde abdest almaya çalışanlar, belden üstü çıplak deri pantolonlular tarafından kahkahalarla kırbaçlanıyordu, cenaze namazı bile yasaktı, musalla başında vals yaparlardı, ezan filan bilinmezdi, yeni doğan bebelerin kulağına arya okunurdu, oruç tutanlar zindana atılırdı, kurban bayramında boğa güreşine gidilirdi, ramazanlarda noel baba’nın eli öpülürdü, imam hatip liseleri yoktu, illa din adamı olmak isteyenler Heybeliada ruhban okuluna gidiyordu, henüz türgev yurtları açılmamıştı, zavallı öğrencilerimiz manastırlarda barınıyordu, teog sınavına girenler, zorla Aya Nikola kilisesine kaydediliyordu. Diyanet işleri başkanlığı yoktu, din işlerimiz İsmet İnönü döneminde Vatikan’a bağlıydı, Kemal Kılıçdaroğlu döneminde Fener Rum Patrikhanesi’ne devredilmişti. Üniversiteye sadece kaymak tabakanın, seçkincilerin, tuzu kuruların, belirli zümrelerin çocukları girebilirdi, Anadolu çocukları üniversiteye alınmazdı, Profesör Aziz Sancar mesela, Türkiye’de okula alınmadığı için liseyi Katar’da, üniversiteyi Suudi Arabistan’da okumuştu. Anadolu’nun bağrından çıkmış başbakanlarımız yoktu, genellikle Saksonyalı veya Edinburghluydular. Dindar cumhurbaşkanlarımız yoktu, öncekiler putperestti. TBMM yoktu, lordlar kamarası vardı, milletvekillerimiz kont, dük, markiz, düşes’ti. İstanbul’un adı Konstantinopolis’ti, belediye başkanları bizans tekfuruydu, boğazda köprü yoktu, yüzerek geçiyorduk.
*
Çok şükür ki asrın liderimiz imdadımıza yetişti.
Ahdi var…
Kurtaracak memleketi.
https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/ahdi-var-2396187/
—
Bir not: Yazdım…
Gönlümün oyu Demirtaş’a AMA şansı yok…
Bu yüzden ister istemez oyum Ince’ye. Yokkk…
O kadına vermem, neden mi?
Demin sordu annem bana “Kime vereceksin oyunu?”
İster istemez Inceye…
“O kadını düşünmüyor musun?”
Yok anne, Çiller zamanını içişleri bakanlığını unuttun mu?
“Oğlum, insanlar değişir. Bunca senenin deneyimi var!”
Anne sen genel hatlarıyla otuz sene önceki Mediha değil misin? Sustu, düşündü düşündü…
“Eskiden aklim gidiyordu senin veya kardeşinin bir Alman ile evlenebileceğini düşündükçe, artık Burak’ta umursamıyorum. Yeter ki iyi bir insan olsun”
Evlat başka torun başka…
Tabii ki insan değişiyor ama tümden değil, her şeyi ile değişmesi mümkün değildir!
Görüyoruz iste…
“Gömleği çıkardık” dediler, birde çıkarmasalardı vay halimize!
—