Sinek sıklet

Okuyorum köşe yazarlarını…
Okuyorum dış basını, içi, artık iç denirse…
Yandaş basını…
Entelin dantelin düşüncelerini ve tabii gerçek entelektüelleri.

Bak kardeşim…
Bir çeyrek, bir yarım akıllı, 2,5 gram akıl sahibi olarak benim düşüncelerimi soracak olursan(!)

Kahpedoğan hakkında, iki ihtimal çıkıyor öne:
1. Ya gerçekten süper zekâ ki öyle olsa FETÖ ve benzeri olaylar olmazdı…
2. Maddi ve manevi yönlendirme, destek dışarıdan
a) Maddiyat ile başlayalım, malumunuz sıcak para. Satılar, savdılar o başka ANCAK yetmezdi bu para bunca seneye, hele kendileri için ayırdıklarını da dikkate alırsak. Önceleri Suudiler, ki hala inanıyorum Kripto konularında onlardan destek aldıklarına, Katar, Kuveyt falan olmasa bunlar çoktan ifrazdı. Sen yabancı yatırımcıya ne kadar kolaylık sağlarsan sağla, öz kaynak isteyecekler senden, GÜVENCE
Tüketim çok, üretim yok. Kredi kartı, teminat falan AMA nereye kadar?
TOKI…
Onların en önemli gelir kaynağı idi…
Hatırla, yayınladım gazete kupürünü, Erdoğan arazi Mafyasının kendisi!
Bitti, bitti…
Talep yok, arz – talep meselesi!
b) Gir bak arşivlerime…
Bu kuşkuyu hep dilendirdim, bu gerçeği hep dile getirdim…
Ta başından beri bilimsel veriler ile hamle atıyorlar, en güzel örnek kamuoyu araştırmaları…
Halkın…
Varoşların >>> nabzına <<< çok yakınlar. Bu akıl…
SADECE bu konuda bu bilimsellik…
Bir üst akıl tarafından mı yoksa AKP zihniyetinin geliştirdiği bir strateji mi?

Soru bu!

Para ve kaynağı kadar önemli bir soru ki gereken önlemi alabilesin > doğru < cevaplanması, yanıtlaması gerek bir soru!
Sonra…
Kuş gribi gibi bir konu, hatırla…
Ve bu pezevengin verdiği tepki bu sorunun cevabını veriyor AMA kim bu, kim?
Bu ülke öyle veya böyle yönetiliyor AMA kim yönetiyor, nereden yönetiyor?

Bak güzel kardeşim…
KAYBEDEMEZLER, kaybetme lüksleri YOK…
Ne yapıp yapıp kazanacaklar bu seçimleri…
Öyle veya böyle…
Halk…
En azından büyük bir bölümü koyun, bir…
İkicisi…
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” düşüncesine VE keyfi…
Yani keyfini bozup vatan – millet, Sakarya edebiyatını yapar AMA keyfini bozmayacak kadar da bencil.

Bu durum karşısında…
Bu gerçekler ışığında…
Bu zihniyetin önüne konan, al iste meydanda, yırtık dondan çıkar gibi çıkmış…
Seçim üzerine seçim kaybetmiş, aslinda tercih…
Mir Dengi Fırat karşısında bir “fırtına” ılık bir meltem esti…
Bence…
Annem çok güzel bir lakap buldu, Gandi Kemal değil, sinek sıklet…
Bir ağır top karşısında, Yahudilerin Hz. Davud ve Goliath benzetmesi AMA…
Bu herif, ihtiyar bunak bir Hz. Davud değil!

Çıkardılar bir kadın piyasaya…
Sözde rüzgâr estirdi, olabilir…
Kemal gibi bir meltem belki, AMA ciddi bir rakip olabilir mi…
Hele hele bu söylemiyle…
Kuşkuluyum, gerçekten rakip olsa, olabilse bile…
Hile…
İle onu yine alt edecekler, bu kesin…
Bugüne kadar sandığa sahip çıkmayan, çıkamayanlar…
Şimdi mi sahip çıkabilecekler?
Hadi canım sende, bebekleri de leylekler getiriyor değil mi?

Bu kati bir kanaatimdir…
Seçim ile geldiler ama seçim ile kesinlikle gitmeyecekler…
Dedeleri…
Vahdeddin örnektir onlara, kardeşi kardeşe düşürmek, kardeş kanı akıtmak özgüdür bunlara…
Bu çeyrek, eminim bundan…
Eninde sonunda silahı alacak eline…
Ya ölmek veya öldürmek için!

Meral Hanıma bir uyarı

Siz…
Bir kadın olarak, bir Türk kadını olarak…
Varlığınızın ve sorumluluğunuzun bilincinde misiz?
Siz…
Bu yeni “sistem” içinde Cumhurbaşkanı aday, adayaydınız değil mi?
Peki, ne bu laubalilik?
Bir kadın olarak, bu yüce makama aday olan bir insan olarak, hemcinslerinize örnek olarak ne O…
Ağabey, magbey muhabbetleri…
İnsan ağzından çıkan söze / lafa dikkat etmez mi?

Hiç yakıştıramadım size bu gayri ciddiyetsizliği…
Hiç ama hiç…
Bilirim sizi bakanlığınızdan beri, gözümde…
Bir hiçtiniz, bir hiç kalacaksınız!

### mutlaka ###

Yok kardeşim…
Gözümü, gönlümü dolduracak ne kadın gibi kadın ne adam gibi adam var bu memlekette!

Ön ergen

Annem anlatıyor şimdi, evlerine götürdü…
Öncesine ananaya naz tabiii…
“Ablaaa, ön gergenlik geçiriyorum, zor geçiyor…”
Dayday ince bir alayla…
“Bilmez miyim Emrehan bende daha yeni geçirdim”
DIKKAT…
“>>> Dayım <<< birden bire üstüme saldırdı, ben korkmayayım da kim korksun?”
Anlaşılan…
Bu akşam evde konu ben olacağım!
😊
Gerçek şu ki, annem bile > alman mürebbiyesinden <
Hepsi birden benden çekiniyor!

Kara Mediha’ya bak ya

Zaten > hatun kişilerin hepsi < annem başta, hanım, inatçı keçi…
Ayni şeyi yapıyor, hafıza sorunlarımdan faydalanıyorlar…
Babam, rahmetli…
Onları bana emanet etmiş. Olabilir, ben hatırlamıyorum…
Hadi annemi, hanimi, evladı anladım da kardeş ve kuyruğu nereden çıktı?

Niye benim sorumluluğumda oluyorlarmış?
Gerçekten sevmem el kaldırmayı…
Ne kadına ne çocuğa…
Okkalı bir tokadı yedi, hak etti, yok yaptıklarından değil, şikâyet edilen şeylerden…
Ayni şeyi, terbiyesizliği bana da yaptığı için yedi tokattı, ANINDA…
Hep derim; kodum mu oturturum…
Sadece çocuk için geçerli değildir bu…
Sanırım evlat gibi olacak, artık büyüklerinin elini >>> zorla <<< öpüyor…
Kalkıp yer veriyor kendinden büyüklere, anlatmıştım dı…
“Millet” elini çekiyor, O zorla öpüyor…
😊

HERKESIN, ev ahalisinin zaten, aile içinde, Türkiye’de…
Hele hele dışa karşı öcüsü benim…
Vallahi billahi adım çıktı…
Aslında öcü değilim, söylendiği kadar kötü, öcü değilim…
Öcü yaptılar beni!

Vurdum ya, hak etmesine rağmen…
Yeminle üzülüyorum, vicdan azabı çekiyorum şimdi!!!

Agora Meyhanesi ve Kürtler, para ve de Kuledibi

Kendimi metih falan etmiyorum, ne ayıp…
Arşivlerim meydanda, hep derim hayatim geçti kurtlar sofrasında…
Acısıyla, tatlısıyla…
Birikti, biriken, deneyim denilen!

Hep derim çünkü çok yaşadım…
Aldandı, kaybeden hep karşımdakiler oldu…
Beni…
Hor görenler, bir şeye benzetemeyenler.

Özellikle kadında…
Bir an, sadece bir an…
Göz göze gelmemiz yeter, baktığımda göz bebeğinin içine okurum ruhunu…
Ve genelde yanılmam.

Belki kendinize soruyorsunuzdur neden bu serzeniş…
Oma, banka falan…
Bana öyle bir davrandılar ki çokbilmiş, bilmiş…
Yanlarında bırakmam!!!

Kin gütmem genelde AMA unutmanda…
Doktoru af etme eylemindeyim, güler bir yüz, eski ilgi…
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olduğu gibi…
Gerçekten kavga ile gürültü ile olmaz işim…
Her şeyden evvel gücüm yok uğraşmaya….
Al işte gittim Wiesbaden’e, derman yok bacaklarda taşımaya!

“Teyze kimsen yok mu?”
“Var oğlum çocuklarım yurtdışında. Yoksa beni yalnız bırakırlar mı hiç?”
Han toplantısı, tadilat vesaire için. Çoğu mal sahibi Kürt kökenli insanlar, annem on üç kişi içinde tek kadın. Sordum, bir terbiyesizlik, saygısızlık yaptılar mı sana?
“Yok oğlum, aksine son derece saygılı davrandılar. Yemeğe çıktık, karnim toktu. Zorla ısmarladılar, yiyemedim. Boşu boşuna para ödediler”

Bilmez miyim Kürt kökenli vatandaşlarımızı?
Terbiyelerini, örf ve adetlerimize bağlılıklarını…
“Bir kadın olarak bana çok saygılı davrandılar”
Şüphesiz yaşında etkisi var!

Niyetliyim bu sene valide ile bir agora meyhanesi yapmaya…
Biraz Haliçte gezer akşam olunca ana – oğlu otururuz “meyhaneye”
Belki gelirlerse kuzenleri alırım yanıma, ailece bir eğlenir, sohbet, muhabbet ederiz.

BAK…
Döviz inmiyor, bakma borsaya…
SATILIYORUZ, satılıyoruz…
Anlamıyorsunuz.

“Anasının en akıllı oğlu”
“G.t kadar yere” 100 bin Tayyip Lirası…
İster inan ister inanma, ayni dükkan iki – üç seneye kalmaz 200 – 250 bin lira(!)

Gideceğim, toparlayacağım hanı…
Tek başıma karşı koyamam, imkânsız, gücüm yetmez…
Ne maddi ne manevi AMA…
BIRLIK OLURSAK…
O başka.

En kötüsü ne biliyor musunuz, ilgili kuruma gittiğimde, devlet dairesine…
İçerdeki memurlar haberli, muhtemelen para karşılığında “ortak”
Gel de başa çık!