Ha Trump ha Erdoğan

Bu gibi yaratıklar, bugüne bakar…
Yarınlar…
Onlara uzaktır, yarınlar ufukta, ta uzakta…
“Işıldar”, onlara uzaktır, bugün bulur bugün yerler…
Yarınları düşünmezler!

ABD ve kömür…
Obama…
Kısıtlama, yasaklama, yaptırım getirdi kazanca…
Trump…
Hodri meydan dedi, Erdoğan ki dinci, sözde Müslüman…
Zeytin…
Ki kutsal bir ağaç, besleyici, yaşamın, barışın simgesi…
Kestiler, kesiyorlar binlercesini, 500 yıl “verimli”…
Kestiler, kesiyorlar, kıyıyorlar para uğruna böylesine kutsala…
Kesinler, yarınlar uzaklarda!

Ölüdeniz…
Yok…
Türkiye’deki değil, kutsal topraklarda…
Ölüyor…
İklim değişikliği, her yıl 1,2 metre geriliyor su…
Bundan onlarca yıl öncesinde, liman olan yerlerde, iskele…
Artık suya yüzlerce metre uzakta…
Kuruyor, çölleşiyor…
İnsanı…
İnsanlığı öldürdükleri gibi, Yaratanı, yarattığından ötürü sevip…
O yalan dil, kırılası O eller ile koruyor…
Kolluyorlar(!)

Aranızda kızan olmuştur, yanlış anlayan

Günümüze kadar gelebilmiş >>> üç kardeş <<< dinler…
En eskisi, Hz. Musa’nın öğretisi, ondan, bu öğretiden zorunlu nedenlerden doğan…
Çünkü…
İnsanlık Allah yolundan şaşmıştı, Hz. İsa’nın öğretisi…
Ve bir kez daha şaştı insan, yoldan saptı…
Hz. Muhammed’in öğretisiyle insan tekrar hizaya girdi.

Yazmıştım…
Hz. Muhammed yanlış yaptı, O da “sadece” bir insan. Rabbin sevgili kulu olsa bile sadece bir insan…
Ve…
İnsan, insandan beslenen, öğrenen, esinlenen…
Din ve siyaset…
Din ve ticaret, karışmamalıydı birbirine, karıştırılmamalıydı dünyevi ve ruhani olgular!

Belki anlarsın, belki düşünürsün…
Belki!?
Ve Müslümanlık…
Önceki öğretileri içine alan, kapsayan.

Yapma gülüm yapma, uğraşma

Ne çok isterdim gülüme…
Gül yapraklarından bir yatak yapmak…
Gülümü…
Gül bahçesinde öpüp, koklamak…
YAPMA KADIN…
Uğraşma, yapma, üzme, ameliyatlı kalbi daha fazla deşme.

AK Terör

Sen…
İstediğin kadar yazar – çizer tutukla…
Kendi ellerinizle işe aldıklarınız, devlet makam, kurum ve kuruluşlarına yerleşmelerine izin verdiğiniz, göz yumduğunuz insanları, dincileri…
Ekmeğinden ediniz, yok onlardan farkınız. Tüm bu cabalarınız…
Sizleri…
Malum sonunuzdan kurtarmayacak, kurtaramayacaktır.

Asacağız sizleri, asacağız…
Vatana ve millete ihanetten yargılanıp asılacaksınız…
İhanetinizin, pazarlamalarınızın, hırsızlıkların bedelini boynunuzda > yağsız < urgan ve iki karış dışarıya sarkan o yalancı dillerinizle ödeyeceksiniz!!!

Tayyipistanı

Kasımpaşa’yı bilmem AMA devlet nasıl işler, nasıl yönetilir bilirim…
Demokrasi…
Tren değildir, tramvay…
İstediğin yerde inip – binemesin, buna rağmen benzetme bu ya, çıktı mı bir yola…
O güzergahta, o yolculukta beraber çıktıklarınla uzlaşmak, yaşamak, birlikte olmak zorundasın…
Bir şekilde anlaşmak, bir orta yolu bulmak zorundasın…
Mesafe ve eşitlik ilkeleri esassa, denetim, kontrol elzem…
Kafana göre esemezsin!

Anayasa…
Anayasayı ve devleti koruma örgütleri…
Devletin kolluk güçleri…
Demokratik sistem içinde demokrasiyi muhafaza etme…
Erkler ayrılığı, bağımsız denetim…
Yasama kadar önemli, seçilmiş hükümet ve muhalefeti ile Türkiye Büyük Millet Meclisi…
Yargı…
Yasalara, kendi vicdanına karşı sorumlu hakim, yasalara bağlı, anayasaya karşı herkes kadar yükümlü ve sorumlu, Tayyipistanda ise her türlü güç tek elde toplanmakta…
Ben, reşit bir insanim, iki buçuk gramımla kendime, sevdiklerime karşı sorumlu, yaşadığım topluma karşı sorumlu ve yükümlü bir bireyim. Sorumluluğumu…
Kimseye vermem, özgürlüğümden vaz geçmem…
Hele bir Kasımpaşa ayısına bu şerefli ve önemli sorumluluğu hiç yüklemem…
YÜKLETMEM…
Kâğıt üzerinde bu böyle olsa bile…
Sen, Recep Tayyip Erdoğan…
Nazarımda değerin…
Tuvalete s.çtığım b.k kadar bile yok!