Gençler… Çok biliyorlar çok(!) Google sağ olsun, yarım yamalak bilgi ile kendilerini bilge ilan ediyorlar

Çocuk yaştaydım…
Oyun hacklıyordum, korkağın tekiyim. Para kazanmak için değil…
Arkadaşlarım benim gibiydi, onlarda hacklıyordu oyun…
Kendim için, oyun oynayabilmek için. Arkadaşlar ile değiş tokuş yapalım diye…
Birçoğunuz dünyada bile yoktu o zamanlar, doğmamıştınız bile…
Doğmuş olanların ise büyük çoğunluğunun böyle şeylerden haberi yoktu…
>>> neredeyse otuz sene olacak cep telefonu sahibiyim <<<
“İlklerdenim”

Vefasız bir insan sayılmam…
Kendimle, ağrılarımla, sevdiklerimle uğraşmaktan başkalarına vakit ayıramam…
Ama haberdarımdır…
İster Türkiye’dekiler olsun ister burada, haberim vardır olup bitenden…
“Manevi kızım”
Kız çocuğu, bazen yatıp kalkıp şükür ediyorum kızım yok diye…
Gerçi halası var ama kendisi “kız çocuğu”, evli, el elinde…
İnsan eti insana ağır gelir der atalar, çok doğru!

Şimdi konuştuk annemle, bir şey olursa gelsin yanımıza dedim…
18 yaşına gelene kadar, isterse daha fazla. Yok dedi annem…
“Vebali büyük, bakamasın oğlum, sorumluluğunun altından kalkamazsın”
Bilmiyorum, belki haklı(!)

Canım çok fena sıkkın, çok fena. Büyük üzüntü, yok sadece kadıncağız için değil…
Gittik dün, rengi…
Kirli sarının ötesinde neredeyse kahve rengi, gözlerinin içi…
En zor günlerimizde yanımızda olmuşlar, kocası ve kendisi…
Ben komada…
O rahmetli oldu, korkarım kadıncağızda onun yolunda.

Kızı, çok biliyor çok…
Google bilgini, “bilgesi!”
Kalp ameliyatı olması lazım, kalp pili…
Çok korkuyor. JOHO, Wiesbadende, çok iyi bir ismi var. Annemi öldüreceklerdi neredeyse(!)

Kaza, olabilir. Sürdüler betonu kadının kemiğine, değdi…
Takdiri ilahi, bazı şeyler kardeşim kimi şeyler insan elinde değil…
Doktor bile olsan, bak çok şükür ölmedi!

Eğer…
Bu inanç ve görüşte olmasam…
O hastanenin, o doktorun hayatını kaydıracağımı düşünemiyor musun???
İhmal…
Evet ama birde eceli kaza eceli müsemma diye bir şey var…
Benim Tanrıma inancım, itikattım bir tamam!

Bak kardeşim…
Çocuk yaştan beri bu işin içindeyim, ekmeğimi bundan kazandım…
Bir şey yazıyorum değil mi, bildiğim halde teyit etmeden yazmam. Araştırırım…
Kaynaklarım yüzlerce, binlerce…
Ve tek bildiğim…
Hiçbir şey bilmediğim!

Dengir Mir Mehmet Firat

Kürt’se Kürt kardeşim, Kürt’se Kürt…
Ne Kürtler gördü bu vatan…
Senden benden vatansever, bu bir gerçek mi?
Evet, gerçeğin ta kendisi!

Hatırlıyor musunuz K nokta K’nin “meşhur” olmasını?
Harcadılar Dengir Beyi…
Bozuk para gibi harcadılar AKP’liyi…
Neden harcadıklarını şimdi anlıyor musunuz?
BAK…
Vatanın haline, büyük oyunu gördük diyorlar, rest çekiyorlar…
Çeken çoktan çekmiş hepsi dünyadan bir haber(!)

Not:
Dengir ismi Kürtçe’de „büyük ses“; Mîr ise Kürtçe’de „Bey“ anlamına gelir. Mir Mehmet, Fırat’ın 19 göbek önceki dedesinin ismidir. Kürt kökenli olan Fırat, Dengir Mir Mehmet Fırat’ın dedesi

Doğru mu yapıyorum yanlış mı, doğru muyum, yanlış mı bilmiyorum!

Dışarıda …
Kilisenin canları çalıyor, çağırıyor insanları kiliseye…
Hava güneşli, sabah 5,5 şimdi 20 derecelerde…
Nasıl bir insanim ben bilmiyorum…
Şurada birkaç haftadan beri hayatımızda, Jack…
Bir avuç köpek(!)

Bağlandım…
Seviyorum. Oma’dan geliyorum, Tayyipistandaydım ya…
İlgilenemedim…
Çiçekleri kurumuş, ektiklerim, toprağa kök salanlar hayatta…
KÖK…
Ne kadar önemli, görgü, yetişme. Sulamasan bile, zor zamanlarda kökü sayesinde sarılıyor hayata.

Çok şey borçluyum ONA, çok şey…
Ama o borçlarım olmasa bile, yürek var ya yürek sevmiş bu insani…
Neden ben böyleyim?

Değiştiremiyorum kendimi, sevdiklerim, benimsediklerim…
BENDEN BILDIKLERIM…
Canımdan can alıyorlar AMA…
Ah şu amalar olmasa!

Özlemişim Omacığı, çiçeklerini tazeledim, dua ettim…
Bana zarar verdiklerini bile bile…
NEDEN…
Neden ben böyleyim?

5,5

Havalar…
20-30 derecelerden beş buçuğa düştü…
Sağlıklı insan bünyesi kaldırmıyor böylesini, ben ne yapayım?
Ne ilaç ne bir şey, felaketim.

Malazgirt

Hep yazmışımdır, Selçuklu Türk diye…
Osmanlı neyin nesi bilmiyorum, Türk desem Türk değil….
Başka bir milletten desem değil!

Hele sen…
Rezil, adi pezevenk SEN…
Senin ne olduğun hiç belli değil, hadi Selçukluyu, Alparslan’ı o pis ağzına aldın…
ULAN…
Atatürk’ü o iğrenç ağzına alma!!!

Öncesinde hakkında akla gelebilecek her şeyi söyleyeceksin, şimdi…
İşine öyle geldiği için öveceksin öyle mi?
Yemezler oğlum yemezler…
Yiyenler zaten senin gibi ne olduğu belirsizler!!!

Sonunda bunu da yaptılar, milletin işsizlik parasında göz diktiler. Eyyy millet uyan ülkeyi soyup soğana çevirdikleri yetmedi, yastık altında sakladığın dolara, Euro’ya! ulan g.tündeki dona varana kadar alacaklar elinden!

Hele hele şu Rahmi Turan denilen herife ne demeli?
Bir taraflarının bir şeyleri ağrımış, bu yaşa gelmiş ama ne hayatı ne insanı öğrenebilmiş!

Ülkeden kaçan kaçana…
Emin ol…
İmkân olsa ülkenin yarısından fazlası dışarıda…
Ne eşini ne sevgilini takip koluna sokakta gezebilirsin ne iş bulabiliyorsun…
Geçinmek, evlenmek, gezmek ne mümkün?
Kredi kartıyla, borçla…
Alooo Rahmi Bey uyan kardeşim uyan, sabah oldu uyanda balığa gidelim!

Hıyar ağası seni, seviyesiz yalaka!

Gençler ulan gençler…
İstikbal vaat eder…
Çocuklar bakınca ileriye gördükleri karanlık bir seviye…
Koskoca hayatları önünde, senden, benden geçtim…
Sözlerin bizim yaştakilere yönelikse senden özür diler yazdıklarımı, söyledikleri alırım geriye…
Çocuklar kaçmayıp ne etsin?
Beklesin…
Beklesin, beklesin senin benim gibi beklesin mi?
Amaaa…
Bunun böyle olmadığını sende biliyorsun bende!


+

A’sına koyduğumunum herifleri, adi soysuzlar. Hırsızlar!


+

IZLE

İzlerken…
Rahmetli babam geldi gözümün önüne…
Son nefesini verdi sevdiklerinin >>> elinde <<<

İster inan ister inanma…
Ne çok isterdim O an Omacığın yanında olmayı…
23.08.1918…
100. doğum yıl dönümü, iki gün öncesiydi…
İsterdim…
Yürekten, cani gönülden isterdim…
Beni, bizi gözlerini son kez yummadan görmesini…
O bilinç ile sonsuzluğa intikal etmesini…
Bizler yanındayız, yaşıyorsun, yaşıyorsunuz yüreklerimizde…
Sevgi ile, saygı ile!

Mutlaka ikisini de izle.

Sterben verboten?
izle

Die geheimen Machenschaften der Ölindustrie – Wie Konzerne den Klimawandel vertuschen
izle


Bu sabah haberleri izlediniz mi bilmiyorum…
Şile yine gündemde…
Ağva, Sofular falan(!)

Denizde boğulanlar…
Çevre kirliliği, milleti suçluyorlar…
Hırsızın hiç mi suçu yok sizce?
Yermekse yermek, takdirse takdir. Eğri oturup doğru konuşalım…
ILKE!

Şile insanını oldum olası sevmem, çevresindekileri de…
Tanırım, bilirim, “yerlisiyim”
Yengem olsun, anneannem oralı…
Büyük dayımın karısı!

Rahmetli Metin ile geçti çocukluğumuz fındık bahçelerinde, çeşme başında, denizde…
Ağva…
Yolu pis, çok virajlı. Ormanlık güzelde…
Hala öyle mi bilmiyorum. Gitmedim ömrümde, GITMEDIM…
Prensip meselesi Sofulara. İsme bak hizaya gel; Sofu…
Halbuki hemen yani başımızda.

Boğulan boğulana…
Almanya’da…
Daha geçenlerde söylediler, iki yüzden fazla…
DIKKAT…
Anne, anne ya anne…
Anne, baba…
Gözleri cep telefonunda…
Evlatları ise can veriyor oracıkta!!!

Aralarında yabancısı da var Almanı da…
Yani…
Bakmıyor eğitime, görgüye, millete, dine, imana…
Hayvan…
Dünyanın neresine gidersen git hayvan kalıyor ya…
Kaza…
Takdiri ilahi o başka…
Ya ihmal, onu ne etmeli?

Asacaksın böylelerini…
Sokacaksın o telefonları münasip yerlerine…
Sokacaksın!
NOKTA

KÖPEKLERDE oluyor ana – baba…
Mesuliyetsizlik, sorumsuzluk hâkim dünyaya…
Çevre kirliliğinden şikâyet ediyor haberciler, ahali…
Ulan…
Allahsız, peygamberiz kahpeler, çöp kutuları var da…
Atmıyor mu millet?

Atmayan atmaz, pislik işlemiz iliklerimize…
Gurbetçiyim, vatan yolunda, çocukluğumda, arabayla…
Güzergâh boyunca…
Çöp, çöp çöp her yerde ya(!)

Biz buyuz ya bizler buyuz, sözde Müslüman özde şeytan…
Nasıldı?
Iman…
Temizlikten geliyordu, gör bak türbanlı şırfıntılara…
Sırtlarındaki o neyin nesiyse sokakları süpürüyorlar onunla…
Iman’mış, iman…
Temizlik…
Boğuldum bu sene yine sokaklarda alemin ter kokusundan…
Erkeği ile kadınıyla!

Bir çocuk…
On dört, on beş yaşlarında, göremeyince babasını denizde başlamış ağlamaya…
Feryat figan, millet koşmuş ne oluyor diye…
Polisi çağırmışlar, can kurtaran falan…
Neyse, Allahtan babası çıka geldi sağ ve salim, yüzmüş 4 kilometre…
Evlat bu evlat…
Aile, sevgi kardeşim sevgi, güzeldir böylesi!

Gel gör ki…
Bizim millet hesapsız…
Dengesiz, düşüncesiz…
Hesap sorması gerektiği yerde sesiz.

Y-CHP…
Allah onları nasıl biliyorsa öyle yapsın. Hep yazdım hep dedim…
Kendi akılları mı, dışarıdan mı yönlendirme…
Bilmiyorum ama…
TAKDIR EDERIM BÖYLESINI…
Belediye başkanlarını bağlayacakmış AKP “karneye”
Ki aslında vatandaşın vazifesi…
Iş gören, işini yapan belediye başkanları bir daha seçimlere…
Vaat ettiklerini yerine getirmeyen, beceriksiz yöneticiye ise…
Tekme!

Birde…
Bu aklı, bu zekâyı >>> pezevenge <<< karşı gösterebilse!