Yok arkadaş, benim bu insalar ile aynı karede yer almam aynı havayı dahi teneffüs etmem mümkün değil

Kimseyi hor görmüyor, aşağılamıyorum…
Entel – dantelde değilim…
Hele salon Atatürkçüsü hiç değilim!
NOKTA

Halkçıyım…
Ama özellikle bu gelişimde rastladığım insanlar halkımdan, benden olamazzz!!!

Mahallemizin insanı tanır, bilir beni…
Bir yağmur, bardaktan boşanırcasına…
Zaten yarım g.tün tekiyim. Nemden hastalık kapıyorum. Giydim yağmurluğumu, yağmur çizmelerini, yollar nasıl biliyor musunuz?

Alıp götürecek, öyle yani…
Doğru fırına. Yabancılar, eciş bücüş tipler…
Bana nasıl bakıyorlar…
Sanki uzaylıyım..
Ben…
Bu insanlarla yapamam!

İnsanlar iyice zıvanadan çıktı

Boşuna dememiş atalar;
Balık başından kokar!

Soyulan, işkence edilen yaşlılar mı istersin…
Tecavüze uğrayan bebeler mi…
YOKSA…
BİR ANA, evet bir köpek olabilir ama 9 tane, TEKRAR dokuz tane yavrusu olan bir canlı…
Yavrularını beslemekle yükümlü…
Okla öldürüldü.

KİMSEYE…
Dokunmaya gelmiyor, herkes patlamaya hazır bomba gibi…
Ahlaksızlık…
Bırak dizi, gırtlağı geçmiş…
Boğuyor insan olanı!

Adalet istiyorum

Ve suçluyorum…
Ve yargılıyorum…
AKP’yi…
Ve Recep Tayyip Erdoğan denilen şerefsizi!

Bak geçmişe…
Tarihe…
Yok, sadece kendi ülkene değil dünyaya. İsim yapmış, haklı tarafından saygı ve hayranlıkla anılanlara. Ortak özellikleri…
Yürekleri…
Sevgi dolu, vatana ve de milletlerine…
Yürekleri…
Birer „hizmetçi“ yüreği!

İnsan sevgisi…
Halka hizmet Hakka hizmet derler…
Geçenlerde bir terim yayınladım, Cut – Out diye. Dikkatli…
Ve hep anlatmaya çalışırım diplomatik dili…
Alman hükümeti ima etti AMA düşüncelerini eyalet başkanı tarafından açıkladı…
Mesaj alındı…
Pezevenk soruyor: „ne delili?“

Damat

Senin yiyeceğin bir b.k olmadığı başından belliydi. Ne Merkez Bankası…
Bağımsızlığı?
Ailecek soyuyorsunuz memleketi…
Sonrasında milleten yok MB bağımsızlığı, yok hukukun üstünlüğü, bağımsızlığı diyerek…
Güven, inanç bekliyorsunuz(!)

McKinsey neyin nesi?
Neden gerek duyuyorsunuz danışmanlık hizmetlerine…
Neden?

Bak dövize anla gerçekler…
Yok çok başarılı görüşmeler olmuş…
Haberler…
Almanlar neden bu başarıdan söz etmiyor…
Aksine…
Görgüsüzlüğünle adamları kızdırdın birde!

Aklımı oynatacağım

Utanıyorum…
Sıkılıyorum, benim işim değil böyle şeyler.

Kahvaltıya gelecekler…
Kimler?
Sevdiğim, değer verdiğim insanlar. Yabancı değil ki gerekirse gırtlaklarına sarılayım.
Sert bir mizacım vardır benim. Bakma aptal görünümüne, tepem atmasın!

Ortak mal…
Ortak karı gibi…
Canın çekti…
Tepe tepe, kafana göre kullanamaz, istediğini yapamazsın.

Büyüğüm bir, en sevdiğm dayılarımdan biri iki, ona çekmişim. TERS…
Başka ailevi şeylerde var. Kahvaltıdan sonra hep beraber ona gideceğiz. Onunla konuşmak bana kaldı. Annem diyor „sakın kırma“ hiç kırar incitir miyim?

AMA BEKLEMEKLE OLMUYOR

Gelecek biri…
Oturacak ata toprağına. Benim meselem TOPRAK..
S.kerim parayı pulu…
TOPRAK…
Kadın gibi, namusun, gururun…
Can alır can verirsin onun için!

### aklınızda olsun diye yazıyorum ###

DİKKAT

1. Faiz ve döviz
Beklenenin aksine mevduatınızı ne kadar uzun süre bağlarsanız o kadar kaybınız oluyor – şu an – yani en güzel 3 ay…
Yüze 2,5 daha uzun yatırdınız mı paranızı faiz düşüyor
2. İmar barışı
Müracaat ettiğimiz andan itibaren her turlu yasal işlem durduruluyor (vakit kazanıyorsunuz, mesela evrak, ispat toplamak için) bu yüzden gideceğiz…
İyi olur Allahtan…
Kotu olur kuldan bilir insan…
Son karar, son söz sizin.

Al sana görgüsüz ayı

Misafirsindir…
Atalar bile der, misafir umduğunu değil bulduğunu yer!

Dün gece yaşanmış olay…
Yemekte konu Can Dündar’dan açılıyor terör destekçiliğine varıyor. Diplomatik dil ve nezaketten uzak. Ya bu zibidi bu ülkenin başına iyice bela oldu.

Bak dövizde ibre yine yukarıya…
Kredilendirme kuruluşlarında Tayyipistan bankaları birkez daha aşağı. Hep dedim diyorum seçimle geldiler ama seçimle gitmezler. Memleketi soyup soğana çevirdikleri yetmiyor…
Dünyada itibarımız ayaklar altında!

Şu birkaç günde şahit olduklarım tam bir faciaya. Ne hakimi ne avukatı…
Adaletsizlik…
Hayatın her alanında, anında!

Osman, Süleyman, Ahmet, Mehmet

Affedersiniz…
Bu memlekete insan sikmek(!)
Ya hangi birini anlatayım, kalbim…
Boşuna 120-130 atmıyor benim.

Cumartesi olmasına rağmen yarın avukat ki…
Anlatsam bu memlekete avukatların ne bok yediğini…
Aklınız durur bir tarafınız tavana vurur.
KOCAMAN BİR NOKTA

Hukuk devletiymiş…
YEMİNLE, Kuran’a el basarım her gelişim bir kaç gün AMA o bir kaç günde yaşadığım OLAĞANÜSTÜ olayların her biri roman olur.

Hep derim…
Millet diyor hayatımı yazsam roman olur diye…
Bana yetmez!!!

Ansiklopedi yazmam gerekir!

Dönelim 1840’lı yıllara. Osmanlı kayıt kuyuduna…
Bizde Osman torunuyuz…
Evveliyatı, çok öncesi. Var soyumuzda bir Osman…
Bu köyü kuran 24 haneden biri. Ağa kendisi…
Ondan olan Süleyman ağa…
Geliyor ardından Kemal, sonra Mustafa.

DİKKAT…
Bunu yapan avukat, çıkardık meydana…
Eskiden herkes Osman, Ahmet, Mehmet, Süleyman. Mesela Mehmet’ten olma Ahmet. Süleyman’dan olma Mustafa falan…
Hal böyle olunca avukat geliyor isim benzerliği ile veraset dolandırıcılığı…
Arazi Mafyası(!)

Osmanlı kardeşim…
Özel olarak böyle yazıyorum…
Karılar…
İnsandan sayılmıyor. Osman ağa nen var?
Şu kadar sığır, bu kadar manda…
Tavuk, koyun. Arsa, tarla…
Geç kayıda!

Kafayı yiyeceğim ya…
İnanılmaz dolandırıcılıklar, pek muhterem muhtarlar. Ya anlat anlat bitmez…
Bir…
Daha açık yazamam, sevdiklerim iki…
AMA…
Önder var karşılarında…
Eskise de böyle mücadele ederdim hackerler ile. Vururdum onları kendi silahları ile…
İmar barışı…
Sike sike…
En azından vakit kazandıracak bize…
Açık artırmaya çıkaracaklar ya…
Gelecek herifin biri oturacak yüzlerce yıllık malın üzerine. Bilişimciysem…
Bilişimciyim…
Hak – hukuk benim göbek adım!

İşe bak ya…
Ne karmaşa. Boşu boşuna kendilerine Osmanlı torunu demiyorlar. İstanbul nere Bolu nere?
Kayıt kuyut orada.

Ah Hatice…
Evet bir kadın. Ninelerimizden…
Bir Molla…
O kurtaracak bir ihtimal bizi. Bilinmesi gereken varsa yüksek rütbeli insanlar soyunda…
Onların kayıtları Osmanlıda daha bir itina ile tutulurmuş. Ben bilmiyordum, yeni öğrendim. Var böyle bir kaç atamız…
Bekli böylelikle kurtarırız. Yeminle…
Akıllara durgunluk verecek şeyler…
Dünden bugünlere hiç bir şey değişmedi…
Varsa yoksa PARA!

alt tarafı soğan

Her sabah gazete, sigara, ekmek almaya çıkarım. Sorarım başka bir ihtiyaç var mı?
Soğan bitti dedi valide, soğan makarna…
İyi ya gittim almaya…
2 kilo 700 gram geldi soğan; 8,25 Tayyip Lirası!

Milli ve yerli pezevenkler…
Serseriler ekmeğin gramajımı düşürürken fiyatı sabit tutmuşlar.

Biliyor musunuz…
Ben bu insan mı diyeyim, yaratıklar mı bilemedim…
Ben bunları anlamıyorum. Tuzu kuru olana, geliri yerinde olana cennet…
Parası olmayana cehennem bu topraklar.

Bilmiyorum okudunuz mu?
Hediye edilen uçan sarayın deposu 280 bin dolara doluyormuş. İyi para değil mi?
Prestij meselesi kardeşim, prestij…
Sen anlamasın böyle ince işleri…
Anasının amından saraylar, uçaklar ile çıkmıştı ya görgüsüz ayı…
Sen yiyecek ekmeği bulamazken temsil ediyor/edecek seni!