Izmirlim

Seçim paketi
2 Mayıs 2018

Hani siz kilit olmuş trafikte saatlerce sabırla beklerken, işinize evinize geç kalırken, emniyet şeridinden vızır vızır basıp giden magandalar var ya… Hani siz yeşil ışıkta bile yayalara saygıyla yol verirken, kırmızı ışıkta ayağını gazdan çekmeyip insanlara çarparcasına geçen, hatalı sollayan, şeritler arasında makas atan, şehir içinde sürat denemeleri yapan, kaldırıma parkeden, ogs’den kaçak geçen hıyartolar var ya… İşte onlara af çıkıyor.
*
Hani siz gerekirse evinizi otomobilinizi satıp devlete olan vergi borcunuzu kuruşu kuruşuna öderken, bankadan kredi çekip yanınızda çalışan işçilerin sigorta primini günü gününe yatırırken, o vergi borcunun üstüne yatıp, sigorta primlerini filan boşverip, devlete ödemesi gereken parayla kendisine villa alanlar, lüks otomobil alanlar var ya… İşte onlar yırtıyor.
*
Hani siz aman bir gün bile sektirmeyeyim diye koşa koşa belediyeye gidip su faturanızı, çöp verginizi, emlak verginizi tıkır tıkır öderken, benden babayı alırlar diyerek sırıtanlar var ya… İşte onların sırtı sıvazlanıyor.
*
Sayın hükümetimizin baskın seçimi kazanmak için “müjde” diye duyurduğu vaatler, işte bunlardır.
*
Çünkü…
Ayakkabı kutusu cumhuriyeti’dir.
*
Düzgün vatandaşlar enayi yerine konularak, cezalandırılır.
Yamuk vatandaşlar uyanık yerine konularak, ödüllendirilir.
*
Parasını bankaya koyanları inek gibi sağarlar, parasını yurtdışına kaçıranın borcunu silerler.
Haciz gelmesin diye çoluğun çocuğun boğazından kesip, kıt kanaat yaşayarak taksitlerini ödersin, devlet arazisine gecekondu ayağıyla altı katlı apartman dikenlere mağdur derler.
Kanunlara kurallara titizlenirsin, habire durdurup kimlik sorarlar, ehliyet sorarlar, alkol muayenesi üfletirler, üstünü ararlar, herif belinde tabancayla dolaşır, canı isteyince çıkarıp sağa sola ateş eder, yürür gider, dokunmazlar.
Çöp kutusu bulana kadar elindeki kürdanı bile üç saat elinde gezdirirsin, atmazsın, sokağa tüküreni, çöpünü balkondan fırlatanı görmezden gelirler.
*
Gelişmiş ülkelerle ikinci dünya ülkeleri arasındaki temel fark, budur.
*
Bu sistem, bilinçli olarak, vatandaşı defolu hale getirir.
Ki, o defolu vatandaş, kendisi gibi defolu yöneticisine hesap sormasın, tam tersine, defolu yöneticisinden medet umsun.
*
Küçük küçük defoluları ne kadar koruyup kollarsan, o kadar alkışlar, o kadar oy verir, böylece, büyük büyük defolular o kadar rahat eder.
*
Düzgün vatandaşın ne kadar az, yamuk vatandaşın ne kadar çoksa, ayakkabı kutusu o kadar büyük olur.

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/secim-paketi-2382276/

İmar barışı

Vatandaş devleti ile helalleşmiyor, barışmıyor…
Devleti yönetenler…
Rüşvet, seçim rüşveti vermekle birlikte…
Sizlerin, sevdiklerinizin ÖLÜMÜNÜ hesaba katıyor…
Yeter ki…
Sizler Tayyip’e oy verin!

Elli milyar gelir bekleniyormuş…
Aç kaldı köpekler, aç!

Kızıyordu…
Çok kızıyordu bana…
Bu milletin kafasından, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin dediğimde…
Evet…
Tayyip gibi bir rezil gelirdi ancak hakkınızdan…
Hem s.kecek, sövecek…
Hem cebinizden paraları çekecek, Allah – Lillah diyecek…
Ve sizleri AYAKTA BECERECEK!

Kim mi kızıyordu bana?
O bilir kendini!

Ooo yeah

Flower-Power…
Woodstock…
Gerçekten hayretler içinde kalıyorum…
Ilginizden ötürü teşekkür ederim!

Hipi değilim…
Hiçbir zaman olmadım, tam aksine…
😊
Takım elbise!

Ama size bir şey söyleyeyim mi?
O…
İnanç var içimde!

O inanç, O görüş var içimde dedim ama…
Bir istinsah…
Free Love for everywhere…
Ben almayayım, kalsın…
Hatun dediğin…
Bir kişinin olmalı, sadece bir!
😊
Bak çıktı yine içimdeki Türk meydana…
Ortadoğulu, Akdenizli(!)

Pre* Âdemizm diye tercüme edebiliriz

Öncelikle “Pre” kelimesini irdelemiş olalım…
Aslında öncesi demek, Latinler arasında çokça kullanılır…
Yani pre Âdem denildiğinde Hz. Âdem öncesi kast edilir!

Neo…
Gibi bir kelime, yunanca yeni, taze, genç, olağanüstü veya devrimci anlamlarında kullanılır.

Çocukluğumdan beri annemden duyarım, anlatır bana DIKKAT…
Atalarından > duyduklarını <
Ben, ben olmazdım bilginin, duymuş bile olsam teyidini istemesem.

Tesadüfen elime güzel ve güvenilir bir kaynak geçti, belki bir gün yayınlarım…
İşte gün gelecek ve insanlığın sonu sarı benizlilerin elinden gelecek…
Veya ki dediğine göre (henüz bir teyidini bulamadım, açıkçası öyle ciddi ciddide aramadım) Kur’an da yer aldığını söylüyor evveliyatımızla ilgili Hz. Âdem öncesi ve kaybolduğu rivayet edilen Allah kitapları.
Elimden geldi kadar…
Bilimsel olmaya çalışırım, buna rağmen içimde büyük bir iman sahibiyim. Allahtan gelip tekrar Allaha döneceğimize inanmak istiyorum. Bilmem hatırlıyor musunuz?
Geçenlerde yayınladım, umarım izlemişsinizdir hocayı…
Hani mezarlardan gelen güzel kokular, Allah belamı versin yalanım varsa…
Anneme anlattım, dedi Kur’an da yeri var. INANMADIM, teyidini istedim. Oma…
Defin edildiğinde, ya anlatsam inanmayacaksınız, YEMINLE, mis gibi gül kokuları geldi toprağa verildiğinde. O kadar şaşırdım ki yanımda duran, 😊 “yanımdakine” sessizce sordum…
Sende kokuyu duyuyor musun?
Papaz dua ediyordu, rahatsız etmek istemedi, başıyla onayladı. O kadar yoğun ve güzel gül kokuyordu ki!!!

Neyse konuyu dağıtmayalım…
Pre* Âdemizm…
Yaratılışcılık (Creationism – Kreationismus) kuramına, taraftarlarının aksine…
İnsan veya insana benzer varlıkların yaratılıştan önce dünyada “hüküm” sürdükleri savını savunur…
Bu sav…
Yoruma olabildiğince açıktır. Her görüş kendine göre haklı görüşler koyar ortaya…
Sanırım doğrusu, çoğu zaman olduğu gibi…
Ortası(!)

Evrim…
Ve evrim kuramı…
Bildiğim, hiçbir şey bilmediğimdir. Evren ve dünya arasında henüz çözümlenmemiş en basit sorulara bile cevaplar, doyurucu cevaplar, tatmin edici…
Bulunamadı. Ve yine EMIN olduğum insan…
Mevla’m, tövbeler, tövbesi Allah kılığına bürünüp bu bağlamda etkili olmamalı…
Her şeyin bir hududu vardır, sınırları. Bunları geçmemeli inan!

Ancak…
Pre* Âdemizm…
Öyle sorularla insan üstüne geliyor ki bunlar mutlaka yanıtlanmalı…
Hiç düşündünüz mü?
Koca evrende bizler gerçekten tek “akıllı canlılar” miyiz?
Kiliseler, hükümetler…
Imamlar, din bilginlerinin…
Dünya görüşü, bizlerin düzeni sil baştan bozulmaz mı?
Belki…
Her şey olduğu gibi iyi, belki de değil!?

MUTLAKA oku

Koskoca ülke döndü Kasımpaşa’ya

Mahalle karısı atışmaları, lafları…
Artık hastane polisine bile saldırır olduk…
Toplumsal huzuru, ahlakı yerle bir ettin Kasımpaşa ayısı…
Siktir git ulan siktir git çıktığın mağaraya geri dön!