Anasından emdiği süt burnundan geldi diye bir özdeyiş vardır, bilir misiniz?

Anamdan emdiğim süt, fitil fitil burnumdan geldi…
Beter, felaket, feci…
Günler ve geceler…
Havalar…
Hayatımı kaydırdı!

Y-CHP ve ileri gelenleri…
Hele hele delegeleri…
Ulan bir susun be, bir kapayın çenenizi…
Memleketin anasını siken sikene, sizler koltuk, nüfuz derdinde…
Seçim üzerine seçim kaybedenin peşinden gidilir mi?
Belli ki…
Değil milletin tercihi!

Haaa, O hoca daha mı iyi?
Baykal gitti beteri geldi, K nokta K gider…
Elbette gelen gideni aratır ama bir başlangıçtır, belki bir adim öne çıkar(!)

Beterin IYISI…
Kadın istifa etti…
O kadına saygım artmıştı ki özgüvensizler, zibidiler…
Ve evet, açık açık yazıyorum…
Göt yağlayıcıları sadece AKP’de değil ki…
Her yerde, beterin iyisinde bile…
Başarısız olan gider, güle güle!

Dikkatinizi çok önemli bir duruma çekmek isterim

Gazeteler olsun, görsel yayınlar…
Haber diye bir şey kalmadı, ülkede sesler kısıldı…
Sistem değişikliği öncesi iyi kötü yine bazı bilgiler edinebiliyordun…
Artık…
Ortalık “güllük, gülistanlık(!)”

Var ya…
Bakin buradan açık açık yazıyorum, zaten yaşamıyorum…
Hani birileri imkân yaratsa, ben hazırım tam alının ortasından kurşunlamaya…
Gelecekmiş buralara…
Galiba attığımı vurduğumu ispatlamış durumdayım, hazırım onu tam alnından vurmaya.
NOKTA

İnsana ateş etmek kolay mı?
Elbette değil…
Ama ateş edeceğim, ÖLDÜRMEK istediğim insan değil!

“Elden” haber alıyorum…
İnsanlar inim inim inliyor, her şey ateş pahası, adalet ki hukuk kalmadı…
Ne mal ne can güvenliği!

Hâkim…
Bizzat hâkimin kendisi gelmiş atalardan kalma mülke, durum tespitine…
Hep yazarım iftar ile akıncı köylerinden biri diye, ta o zamanlardan beri atalarımızın bir kısmı o köyün yerlisi, köy ağası, ileri geleni, toprak zengini…
Yüz yıllardan beri kimse sormadı, sorgulamadı…
Biliyordu bu ailenin malı…
Geldi piçin biri, arazi mafyasının bizzat kendisi ve ülke ülke olmaktan çıktı…
Sanmayın mal, mülk içindir bu sözler. Baba tarafından yemişim kazığı, anne tarafı söker mi artık bana?
Allah…
İster inan ister inanma, veriyor, şükür Rabbime O beni, bizi biliyor…
Dükkân meselesi gibi, daha dün konuştuk valide ile…
İzale-i şule…
S.ke s.ke alacaklar elimizden tapulu malimizi, hak olsa, adalet…
Mahkemelerde süründürürüm be…
Ama nerede? Alacaklar alçaklar s.ke s.ke…
Mala, mülke, paraya gözüm tok benim…
Allah neler neler verdi, neler kaybettim…
Derdim…
İnsan, derdim adalet, derdim özgür ve reşit bir birey olarak kendi >>> özgür irademle <<< hareket edememek, kendi kararımı kendimin alamayacak olması!

Çocuk muyum ben, çocuk mu?
Bir başkası benim adıma karar verecek ve uygulayacak öyle mi?
Ben daha ölmedim AMA pekâlâ bu uğurda gözümü kırpmadan can alabilir, öldürebilirim!

Kalbim

Allah tüm ocak başında…
Amelelik yaparak, bedenen ve zihnen çalışmak zorunda olanların yardımcısı olsun…
Ekmeğini topraktan veya başka şekilde çıkarmak zorunda olanların yardımcısı olsun…
ALEVLER arasında alevler ile boğuşarak can, mal kurtarmaya çalışanların.

Çok sıcak…
Kalbim…
Böyle devam ederse ki edecek gibi görünüyor ben kesin hastanelikim. Bu ne ya?
Bu ne?
Şahtım şahbaz oldum. Parmağımı kıpırdatmaya halim yok…
Yetmiyormuş gibi birde yaz nezlesi. Hayatımda en nefret ettiğim şey…
Burnum çeşme, boğazım kazma…
Elli üç yaşında sümüklü çocuklar gibi dolaşılır mi ortalıkta?

Altından kalkamıyorum kardeşim altından kalkamıyorum

Eskiden…
Hem vallahi hem billahi ateş parçası gibiydim, bir fırtına…
Ateşime değen iflah olamayacağı gibi…
Kaçan ancak kurtuluyordu yanıp kül olmaktan.

Boşuna demiyorlar yarış atı çabuk yorulur, hayat ziyadesiyle yordu beni…
Valide tutturdu çok zayıfladın çok zayıfladın diye…
Bu kadar koşturmaya az bile!

Masamın üstü evrak dolu, girdim odama dükkânda bismillah dedim…
Bir saatte dağın yarısını tükettim, kendimle birlikte…
Yarım g.t, fuzuli işler müdürü, mutsuz eşeğe…
Yalnız çeyreğe yol göründü yine…
Yollar yürümekle aşınmaz, Önder yorulsa da duramaz…
Kurt kaynıyor bir taraflarımda, hadi bana güle güle!

Dijital Kapitalizm’den bir kesit




Marketing yani pazarlama…
Obsoleszenz yani genelde planlanmış olup bir eşyanın tasarısında önceden ömür biçmek, sanayi ürünlerinin neredeyse hepsi bu tür planlanmıştır. Garanti süresini aştıktan kısa bir süre sonra bozulması. İhtiyacı olmadığı halde ihtiyaç yaratıp bu ihtiyacın giderilmesini bilinçaltına havale etmek suretiyle ürünlerin pazarlanmasına Marketing denir(!)
Yetişkin, reşit ve düşünen insanın çocuklaştırılarak pazarlama zincirine dahil edilmesi…
Bundan sonrasına dikkat ediniz lütfen…
Pazarlama teknikleri son elli sene içeresinde büyük bir değişime uğramıştır. Bir örnek vermek gerekirse Almanya’da >>> çocuk, 5 milyar Euro’luk bir pazar <<< demektir!

Her sene, her sene Almanlar çocukları için 5 milyar Euro harcamakta. Yemek, içmek, okul, kültür, eğlence, oyuncak dahil olmak üzere MARKA ihtiyaçlarını gidermek için harcanır bu para. Pazarlamanın DIKKAT en büyük silahı reklama olabildiğince açık oldukları gibi, TUTURMALARI, hemen istiyorum, şimdi istiyorum demeleri (yukarıda yazdım, yetişkin insanın bilinçaltına hitaben çocuk haline getirilmesi. Düşünmesinin engellenmesi siyasette de kullanılır oldu)
Evet, çocuklar pazarlamacılara son elli sene içeresinde öğrettiler…
Satışı…
Eğlence ve oyun ile birleştirirsen daha başarılı bir pazarlamacı olursun. Yeri gelmişken yine dikkatinizi popülistlere çekmek isterim, Kahpedoğan gibilerine, te eski Roma’dan kalma stratejiye…
Ekmek ve oyun, böl ve yönet çıkmazına. Tayyipistanda akil almaz komplo senaryolarına VE şimdilerde yaratılmaya çalışılan…
TAYYIP, EMPERYALIZME KARŞI DENKLEMINE…
Kahraman mübarek, modern Robin Hood…
Zenginden al, ver fakire…
Eşek yandaş, yoldaşa, eşeğin s.ki garip gurebaya(!)

Bilmem biliyor musunuz?
On yaşında bir çocuk, 400 kadar markayı birbirinden ayırt edebiliyor!!!
Çocuğun…
Tüketiciye devşirilmesi, lisans ürünleri…
Star Wars bunun en güzel örneği. Lisanslı bir ürünün fiyat farkı yüzde elli…
Siyasette alınan paraya, aracılığa, komisyon denir buna. Ve yetişkin insan…
Çocuklaştırıldı, ilk Star Wars filminden bu yana bu filim ile ilgili 16 milyar Euro’luk ürünler satıldı…
Yetmişli yıllarda, Amerika’da bir tüketici haklarını korumakla görevli kuruluş çocukları bu insafsız reklamlardan korumak için mahkemeye başvurdu, umulan sonucun tam aksini elde etti. Artık…
Çocuklara yönelik her türlü reklam ki en başta şekerlemeler geliyor VE HEPIMIZ biliyoruz ne kadar sağlıklı olduklarını TELEVIZYON EKRANLARINDAN eksik olmamaya başladı. Mevcut, hali hazırda çocukları korumakla ilgili kanunlar bir bir yürürlükten kaldırıldı, değiştirildi. Sanki…
Bazı şeyler AK PEZEVENKLERI çağrıştırıyor değil mi?!

Endüstri, siyaset, ticaret ve para ilişkisi. Lobi…
Amerika’da silahlı okul baskınları mesela gelir akla…
Silah lobisi!!!

Nickelodeon, bir çocuk kanalı…
Özel olarak bunun için yaratıldı, sözde çocuklara egence, arada reklamlarla…
Kim yarattı?
Amerika!

Ulaşım…
Doğrudan çocuklarla iletişim…
AKP stratejilerinden biridir sadece…
2007 yılında İngiltere’de bir çocuk, DIKKAT, DIKKAT, DIKKAT…
Bir sene içeresinde on bin tane reklam, TEKRAR rakamlarla 10.000 tane reklam izlemiş!

Bir çocuğun…
Ailesi üzerindeki etkisi ne kadar olabilir sizce?
Söyle izah etmiş olalım, Nickelodeon reklamlarını yayınlarken arada yetişkinler içinde içerikler yayınlıyormuş. ANLAMISLAR KI tahminlerinin tersine…
Veliler çocuklarıyla birlikte izlemiyormuş içerikleri…
AMA…
Günlük hayatta alışverişte mesela velileri üzerinde, ürün seçiminde etkili oluyorlarmış.
NOKTA

Mesela:
“Anne, baba neden bizim bu marka bir televizyonumuz, arabamız yok?”
Aranızda veli olanlar bilirler…
Bu tür sorular her velinin korkulu rüyasıdır öyle değil mi!?
Bu gerçeği ILK ANLAYAN mesela TOYOTA olmuştur. İlk onlar çocuklara uyumlu arabayı piyasaya çıkararak büyük basari elde etmişlerdir.


The new economy

Türk milleti….
Kürdü, Türkü, Laz’ı, Çerkez’i…
HEPIMIZ ya hepimiz aynı b.kun soyuyuz. Af edin beni bu denli açıklıkla yazdığım için…
Kendimi kaybettim, eşeğe binip eşeği arayanlardanım.

Dijital kapitalizm…
Bilende yazıyor, bilmeyende. Herkes doktor, herkes avukat, mühendis…
Hâkim…
Bilende bilmeyende!

Ve evet, kimi şeylere bakışım farklıdır benim. Belki yanlışım…
Belki doğru…
Okuyorum, düşünüyorum, izliyorum…
Kendim, kendimi kendimle kendi başıma anlamıyorum…
SANA NE?
Işın mi yok oğlum senin, yarım g.tünle başına bela mi arıyorsun?

Sen bak sevdiklerine, SENIN olanlara, onlarla uğraş…
Ekonominin, tabiattın ya tabiatın KANUNUDUR…
Başarışız olan gider, kaybolur…
Bakıyorsun ülkeye tam tersi, O kadın…
Y-CHP’nin başındaki BUNAK…
Destekçileri, SATILMIŞLAR ORDUSU. Ya kadın haklı, sana ne oluyor biri gider gelen gideni aratır…
Başaramadı, bırak gitsin, çekilsin kenara…
Şerefte budur onurda…
Belki şerefsizlere örnek olur, belki
Ama nerede?

Ben kendimi anlamıyorum, anlayan varsa çıksın ortaya!
Her şey o kadar yüzeysel, o kadar sığ ki…
Kaba…
İğrendim, tiksindim güvenimi sanki bir iyice yitirdim insana!

Ama ben, ben olmazdım…
Umutları tüketmeden bakmak istiyorum dünyaya…
Sevgiyi…
Saygıyı…
Güveni yitirmek istemiyorum tüm bu değerleri tüketmek üzere olsam da!

Bak bir piç…
Lafı eveledi, geveledi nerelere getirdi…
The new economy…
Her şey üretmeden tüketmek üzere!

Ben kaçtım, kendimden kaçamıyorum ki ne fayda!